En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
11 Ağustos 2021

KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?



KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?

Küresel ile ulusal akıl arasındaki savaşın sebebi, küresel finansın tek dünya devletine engel olan ulus devletleri tasfiye ederek dijital yönetime geçmek istemesi. Uluslar ise kendini temsil eden yönetimlerle milli değerlerini korumak için direniyor. 

Küresel aklın bu savaşı kolayca ve sessizce kazanmasının yolu, ulusal yönetimleri yani ulusal aklı ikna etmekten geçiyor. Pandemi ve küresel iklim felaketleri nazlanan ülkeleri yola getirdi. Ekonominin kapanması, artan işsizlik, kıtlık, kuraklık, felaketler, hayat pahalılığı, artan borçlar ulusal yönetimleri korkuttu. Arkası gelecek : Küresel ısınma bahanesiyle enerji ve hayvansal ürün fiyatlarındaki artış dalga dalga tüm fiyatları artıracaktır. Borsa, faiz, döviz, emtia, gıda,  enerji ve tedarik zincirlerinin küresel aklın kontrolünde olduğunu unutmayın.

Gelişmişler dahil ülkelerin bir avuç küresel finansa borcu 286 trilyon dolara çıktı. Bu borç azalmıyor, sürekli olarak artıyor, yani ödenme şansı yok. Pandeminin daha ilk aylarında borsa, faiz, döviz, emtia ve gıda spekülasyonuyla 50 trilyon $ el değiştirdi, ülkeler ve halklar daha da fakirleşti. Tam kaos ve krize giderken İMFnin dağıttığı 650 milyar $ ülkelere can suyu gibi geldi. Halbuki bu para pandemide küresel finansa geçen servetin yüzde biri bile değil. Paris iklim anlaşması, ülkelere dağıtılacak milyarlarca dolarla yeni dünya düzenine geçişi sağlıyor. Küresel ısınma bahanesiyle dijital yeni dünyaya geçiliyor. Enflasyona yol açan tedarik zincirlerini yok etme, enerji, gıda, teknoloji ve bir dizi sektöre trilyonlarca dolar sağlıyor. Sıfırı tüketen ulus devletlerin Küresel sermayeye boyun etmekten başka yapabileceği birşey yok.

Tabii ki hiçbir yardım karşılıksız değil, dijital yeni dünyaya geçişin önündeki engelleri kaldırmak şartıyla... Yönetimler direnmeyi bırakarak ipleri teslime zorlanıyor. Virüsün yapay olduğunun tartışıldığı bir dünyada ülkeler biyolojik savaşın hedefi olmak istemiyor. Bu yüzden küresel akla boyun eğmek zorunda. Zaten gidişatın bu yönde olduğunu gören ülkeler havlu atmış ve saf değiştirmiş durumda. Artık önlem adı altında dayatmalar daha da sertleşecek. Yeni normal denilen kurallara karşı çıkan milyarlarca insanı temsil eden yönetimler, artık küresel yönetimin dediğini yapacak.  Küresel ısınmayı azaltmak için nüfusun kitlesel olarak azaltılması, LGBT özendirilmesi, hayvancılığın yasaklanması... Giderek artan kısırlık yeterli değil ki kitlesel yöntemler devrede. Dünya trilyonlarca doları her yıl zorunlu aşılara harcayacak. Bir yanda mRNA bebeklerde bile deneniyor, öte yanda 50 yaşın altında milyonda iki kişiyi kurtaran yani faydası bu grupta çok az olan aşıları, çok etkili göstermek için sonuçlar 50 yaşın üstüyle birlikte toplu olarak sunuluyor. Böylece çocuk ve gençler bile mRNA ile ipotek altına alınıyor. Nasıl olsa kimse anlamaz. Halbuki, koyunların bile tehlike anında üstüne takılı çipten çobanına mesaj gönderip önlem aldığı bir dünyada, pandemi neden önlenemiyor?

Acı gerçeklerle yüzleşelim:

Bilimsel araştırmalardan teknolojiye,  ilaçtan aşıya her şeyin hakimi olan küresel güce karşı, ulus devletlerin aşık atacak gücü yok. Her konuda borçlu olduğu küresel güce ve onun organizasyonlarına muhtaç.  İMF, BM, FDA, FED, DSÖ... gibi küresel yapılar ve google, facebook, tweeter gibi dünyaya yön veren küresel şirketler kendi kurallarını dayatırken çoğu ülke zaten bunları gönüllü olarak uyguluyor. Finanstan sağlığa, hukuktan dijital kayıtlara kadar yetkilerini yani devlet baba olma vasfını küresel iradeye devrediyor. Artık vatandaşlar, küresel iradeyi baba bilecek. Devletler küresel hukuku bile anayasal olarak kabul etmiş durumda. İtirazlara rağmen bu düzen devam ediyor. Dünyayı yönetimlere sızan bu gizli iktidar yönetiyor. Küresel sistemin üyesi olan ülkeler, küresel aklın koyduğu kurallara uymak zorunda. Bu sistemin nimetlerinden yararlanma karşılığında küresel sistemin kurallarını, isteklerini, dayatmalarını kabul etmiş oluyor. Sağlıktan ekonomiye, bilimden teknolojiye kadar onların koyduğu kurallara kafa tutanlar, ambargo ve krizlerle küresel şamarı yer. Hayatınız ve alışkanlıklarınız koydukları yeni normale göre değiştiğinde bu kuralları hissedersiniz.

Birinci kural; parayı veren kuralı koyar. Kural denilen şey, küresel finansın çıkar ve isteklerinin hukuki metinleridir. Bu yüzden Merkez Bankaları bile küresel sisteme bağımlı, milli irade karşısında ise bağımsızdır ama maaşları dahil her türlü masraf ve harcaması size aittir.  

İkinci kural; parayı veren düdüğü çalar, parayı alan dinler. Yani parayı verenin kural dışı isteklerini de parayı alan dinlemek zorundadır. Bu nedenle parayı verenin hukuku, bir gecede parayı alanın hukuku olur ve nasıl bir gecede her şey değişti diye de hayret edersiniz. Seçilmiş iradeye küresel kuralları dayatan Kemal Dervişi unutmayın. Muhtar bile olamazsınız diye de açıkca tehdit ederler. Bebek mamasında GDO çıktığında bile, kanunlar bir dakkada aleyhinize değişir. Adamlar GDO'yu bağırta bağırta size yedirirler, gıkınız çıkmaz. Her yıl milyarlarca dolarlık ilaç ve yüksek teknolojiyi satmaları için hasta olmanız gerekir. Hasta olurken de, tedavi  olurken de size yardım ederler. Kural basit : parayı alan kurala uyar.

Üçüncü kural; Bir şeyler alan bir şeyler vermek zorundadır, verdiklerine sağlık ve hayatı da dahildir. Bedava konforlu hayat yoktur. İlaçtan teknolojiye, füze kalkanından cep telefonuna, bilgisayar yazılımlarına kadar patent hakları dahil onların payını vermek zorundadır. Söz dinlemezseniz, akibetiniz kötü olur.

Bu kuralların doğal sonucu küresel kontroldür. Küresel akıl borçlarla iktidarları baskı altına alırken STK, sendikalar, vakıflar ve muhalefetle iç çatışma ve kaos yaratarak küresel sömürüyü gizler. Etnik, dini, kadın-erkek, laik-antilaik gibi kışkırtmaların nedeni, hedef saptırmaktır. Ülkeleri sömüren küresel düzeni yıkmak yerine, bu düzene karşı çıkan iktidarları devirmek için her yola başvururlar. Sömürüye karşı sözde mücadele eden küresel sol hareketlerin genetik yazılımı ve yönetimi sömürünün kontrolünde olduğu için küresel sosyal demokrat ve yeni solun hedefi, petrolden faize dünyayı sömüren küresel iradeyi gizlemek, buna karşı çıkan milli iradeleri devirmektir. Devletleri zam ve vergilere mecbur eden  küresel oligarşiye karşı tek laf etmezler. Küresel ısınmadan pandemiye kadar papağan gibi yaptıkları tekrar, küresel ezberlerdir.

 MODERN SÖMÜRÜNÜN TEMELLERİ

Modern sömürü, pahalı teknolojik ithalatla ülkeyi pazar haline getiren yüksek faizli borçlanma ile başlayıp cari açık, işsizlik, yoksulluk, enflasyon, asgari ücret, ekonomik kriz ve kaosla devam eden sömürü yöntemidir. Bu sömürünün iki ayağı vardır : dış sömürü ve iç sömürü. 

Dış sömürü, ülkenin kaynaklarını yüksek faiz, ucuz hammadde, pahalı ithalat, borsa, döviz, emtia spekülasyonuyla çalan sömürüdür. İç sömürü ise sömürüye yardım ve yataklık eden ve bundan payını alan sömürüdür.

İç sömürünün mimarı, dış sömürünün uzantısı olan oligarşik yapılardır. Bunlar iç sömürüden %80 pay alır, geriye kalan  %20 payı seçilen yönetime bırakır. Kalan kısım, sömürülen kısmın suyunun suyudur. Yatırım ve hizmetleri devam ettirmek için yönetimler bu yöntemle planlı olarak yüksek faizli borçlanma uçurumuna itilir. İtiraz eden ve bu sömürüye karşı çıkan yönetimler medya, oligarşik yapılar, aydın ve bilim dünyası baskısıyla hizaya getirilir. Zaman içinde yönetimler, bu sömürü düzenine karşı çıkarsa darbelerle veya ayak oyunlarıyla indirilir, yerine yenisi getirilir. Yoksulluk, yolsuzluk ve iç çatışmanın nedeni, halktan gizlenen işte bu modern sömürüdür.

İdeal yönetim iç ve dış sömürüyü önleyen, bu kaynakla teknolojik devrim ve üretimi artıran ve oluşan zenginliği halka yansıtan yönetimdir.

BİLİMDE VESAYET VE MANDACILIK 

Küresel akıl bilim dünyasını vesayet altına aldığı için, akademi ve üniversiteler  modern sömürü sistemi ve çözüm yollarını ders olarak okutmuyor, yönetimleri ve halkı uyarmıyor yani milletlerin beyin gücü Küresel akla çalışıyor. Sömürünün devamı ve devletlerin Küresel finansa 286 trilyon $ borcu bu yüzden. Bu borcun yakın zamanda 350 trilyon doları aşması bekleniyor. Devletler tasfiye edilirken borçları halka ciro edilecek.

Bilim dünyasının kullanıldığı bu savaşta, bilim ve teknolojide vesayet ve mandacılığın sorgulanması gerekiyor. Nükleer ve biyolojik savaşı insanlığın başına bela eden bilim dünyası, küresel aklın hizmetçisi oldu. Özgür düşünce, sorgulama ve bilimsel yaklaşım yerine, küresel şirketler ve kontrolündeki DSÖ, FDA ile otorite arasında bocalayan ve onların papağanı durumuna düşen bilim ve aydın dünyası, pandemide iyi bir imtihan veremedi ve güven kaybetti. Aşı olmayan 30 yaşındaki bir insanın Covid den ölme ihtimali 250.000 de 1 gibi griple aynı olmasına rağmen, sürekli olarak yaşlılardaki yüksek ölüm oranını tekrarlayarak korku ve panik yarattı, toplumun moralini bozdu. Ölüm oranını yüksek göstermek için, PCR pozitifler yerine hastane ve yoğun bakım ölüm oranlarını verdi. Virüs bulaşan hastaların çok azının hastaneye ve yoğunbakıma yattığını gizledi. Aşıya bağlı ölüm olursa aşı yasaklanır diyenler binlerce ölümü gizlemeye çalıştı. Küresel şirketlerin reklam ve pazarlamasıyla toplumu aldatan, bilimsel gerçekleri saptıran engele dönüştü. İlaç ve aşı firmalarıyla çıkar ilişkileri açığa çıkanlar özür bile dilemedi. Çin ve İzlanda gibi ülkelerin hangi yöntemle başarılı olduğunu sorgulamadan aşı firmalarının peşine takıldı, onların sözcüsü gibi davrandı. Yaygın tarama testlerinin başarısını görmezden geldi. Aşılı olanların da bulaştırıcı olduğunu bile bile, bilimsel kanıtların aksine aşısız olanlara haftada iki kere PCR yapılmasını dayattı. Aşıdan ölenleri gizledi, ölen yok dedi, yalan söyledi. Toplumun çoğunluğu aşılı olan ülkelerde ölüm olaylarının neden arttığını izah edemedi. Geçen sene PCR pozitifler zorunlu karantinaya dediler. Şimdi bulaştırıcılık oranı yüksek olan çocuklar bile okula gitsin diyorlar. Aynı kişiye farklı aşı yapılabilir derken, şimdi yapmayın zararlıdır diyorlar. Maskeden kapanmaya çelişkiler içinde olan bilim dünyası maalesef güven kaybetti.

Bilin dünyasının güven kaybı bunlarla sınırlı değil. Sektörün, sözde bilim adamı, özde reklam ve pazarlamacı bilin dünyası, milyarlarca dolarlık ilaç, aşı ve tıp teknolojisini keşfetmek yerine, devlet bunları ödesin diye medyayla birlikte halkı yönetime karşı kışkırtıyor. Bunlar yüzünden genetik hastalıklardan pandemiye kadar pahalı ilaç ve teknolojinin deneme tahtası ve sömürü pazarı olduk. Küresel şirketler bu soygun için milyonlarca $ rüşvet verdiklerini bizzat açıklıyor(kaynaklar) ama medya, toplumu kedi köpek haberleriyle uyutarak bu ahlaksız soygunu gizliyor.

 Küresel aklın aşı, ilaç ve tıbbi teknolojide uyguladığı pazarlama stratejisi çok etkili. Trilyon dolarlık küresel sektör, vesayeti altına aldığı bilim dünyası ve akademiye pazarlamasını yaptığı ürünlerin önce çok etkili olduğunu söyletiyor. Gizleme kararı aldırdığı ölümcül yan etkiler gizlenerek bilimsel veriler istatistik yalanlarıyla sunuluyor. Bias yani gerçeklerin gizlenmesi ve yanıltma, bilimde en büyük suç olmasına rağmen bu kural küresel sektöre işlemez. Ölümcül yan etkilerin yol açtığı ceza ve tazminatlardan korunmak için yönetimlerden ve finanse ettiği bilimsel kurumlardan hukuki garantiler alır. Küresel tezgaha karşı çıkan bilim insanları, akademi, uzmanlar ve sivil toplumu aşağılatır, bilim düşmanı ilan eder. Küresel sektöre rakip olan ulusal aşılar küresel sektörün beslediği piyonlar tarafından engellenir, kötülenir, etkisiz olduğu söylenir. Bu yöntemlerle rakip olan ulusal sektörler tasfiye edilir. Trilyon dolarlar cebe indirildikten sonra, sıra yeni versiyonları pazarlamaya gelmiştir. Eskilerin etkisini yitirdiği haberleri yayılır. Ulusal üretimler zaten işe yaramaz, beş para etmez denilerek zaten saf dışı edilmiştir. Bilimsel araştırmalar, yayınlar, kongreler, bilim dünyası, akademi ve medyaya yön veren trilyon dolarlık sektör için bu yöntemlerin uygulanması çocuk oyuncağıdır. Bilimsel desteklerden sözde bilimsel kongrelere... küresel piyonları boşuna mı besliyor?

Küresel aşı şirketleri, bilim dünyası ve yönetimler ölüm veya yan etkiler için hiçbir sorumluluk almazken çocukları bile aşıya zorluyor. Her sene 110.000 kişinin sigaradan öldüğü ülkemizde ölümlerin %86sı önlenebilir nedenlerden olmasına rağmen bilim dünyamız Covidde olduğu gibi yasaklar koymuyor, yasaklayın diyen raporlar yazmıyor. Covide karşı yapılan bunca kampanyayı sigaraya karşı yapmıyor.  Çünkü küresel şirketler gücenir. Sigara şirketleri her yıl 700 milyar dolar kazanıyor, onları zengin etmeyin diyen kamu spotları, sanki bizi öldürenlerin vicdanına sığınıyor. Sigara her yıl 110 bin kişiyi öldürüyor diyeceğine, pandemide konulan yasaklar gibi yasaklar koy ve ölenlerin canını kurtar, o insanları pisipisine öldürtme. Çok mu zor?

Dünyada her yıl 40 milyon insan önlenebilir nedenlerden ölüyor ama medya ve bilim dünyası bu felaketi ekranlarda Covid gibi tablolar halinde verip halkı uyarmıyor. Her 4 saniyede bir kişi açlıktan ölüyor ama ekranda açlıktan ölenlerin listesi covid gibi yer almıyor. İçki, sigara, fastfood, kola... gibi önlenebilir risklerden her yıl 25 milyon insan ölüyor ama bunları gizlemek için hastalık ve ölüm sektörü, Covidle zihinleri işgal ediyor. Çünkü küresel reklamlardan besleniyor. Her yıl 7 milyon insan hava kirliliğinden ölüyor ama bilim dünyamız suspus. Halbuki dünyayı kirleten ve küresel ısınmayı yapan efendileri. Bilim ve aydın dünyası bunların papağanı olmuş covid aşağı, covid yukarı. Küresel medyanın yaptığı zihinsel işgalin hedefi, ölüm ve hastalıkla korkutarak moralleri bozmak, panikleyen dünyayı istedikleri gibi yönetmek. Önlenebilir nedenlerden hastalık canavarının kurbanı kaç kişi hergün yoğun bakıma yatıyor, kaç kişi kanser oluyor, kaç kişi kalp krizi geçiriyor, kaç kişi ölüyor bunların umurunda değil. Küresel aklın hizmetindeki DSÖ, ülkelere Vatikan benzeri merkezler açıyor, ülkeler ve Bilin dünyası da küresel talimatları papağan gibi tekrarlıyor.

Bilim ve aydın dünyasıyla medyanın küresel vesayet altında olduğu borçlar içinde yüzen bir dünyada, Küresel aklın bu savaşı kazanması zor değil. Pandemi bahanesiyle trilyonlarca dolar karşılıksız döviz basılıyor. Trilyonlarca dolar, euro ve karşılıksız döviz basmanın amacı, dünyada enflasyon tufanı yaratarak ekonomik kriz ve kaos yaratmak ve bu yolla mevcut iktidarları yıkıp kendi iktidarları yoluyla dijital devrimi tamamlamak.

Karşıt fikirlere ve davranışlara hayat hakkı yok. Artık küresel aşı şirketlerinin papağanları ne diyorsa, yönetimlerde halkın sesine kulak vermek yerine bunları ayet olarak kabul edecek. Bilimsel gerçeklere ters düşen dayatmaların nedeni bu. Küresel finansın kontrolündeki DSÖ ve FDA, sadece yönetimleri değil sağlık ve hayatımızı da rehin almış durumda. Ulus devletlerin tapusu olan ulusal paralar, yerini döviz ve kripto paralara devrediyor. Online ticaret ve eğitimin yazılımı küresel kontrolün elinde. Eğitim, aidiyeti olmayan küresel zombi yetiştiriyor. Eğitim parasını halkın verdiği insanlar küresel şirketlere hizmet için can atıyor. Postmodern sömürü, kendi gönlüyle sömürüye koşan ve sömürüden zevk alan bir dünya yaratıyor.

Gelişmiş ülkelerin bile küresel sermayeye borcu kısa sürede 286 trilyon doları aştı. Bu borç giderek artıyor ve ödenme sansı yok. Sonuçta bu borç, halka ciro edilerek sıfırlanacak. Büyük sıfırlama dedikleri bu. Dünyadaki servetin tek sahibi küresel irade olacak. Alacaklı olan bu oligarşi, dünyanın servetinin zaten çoğuna sahip. Sahnede emperyalist ülkeler var ama perde arkasında organizasyonu yapan bir avuç oligarşi savaşlar, ekonomik kriz, pandemi, küresel ısınma ve medyada her saat tekrarlanan şiddet haberleriyle kendini çok güzel kamufle ediyor. Etnik, dini, kadın-erkek, laik-antilaik gibi kışkırtmaların ve giderek artan şiddetin nedeni, küresel ve yerel sömürünün mimarı olan oligarşiyi gizlemektir. Sürekli şiddet, vahşet, tecavüz, gasp, hırsızlık, soygun  haberlerini servis etmenin amacı, gelişmiş ülkeleri bile sömüren oligarşiyi gözlerden uzak tutmak. Zihinler Sürekli bu haberlerle meşgul edilmeli ki, insanlık alemi birbiriyle didişsin, yoksulluk ve sefaletin gerçek nedenini idrak edemesin.

Dijital devrimle birlikte 6G ve dünya etrafındaki yüzbinlerce uydu, ulus devletlerin bittiğini ilan ediyor ama ulus devletler mat olduğunun bile farkında değil. Pandemiden kripto paralara, küresel değirmene su taşımakla meşguller. Kripto paralarla ulus devletlerin egemenlik hakkı sona eriyor. Küresel eğitim, içi boşaltılan milli eğitimin yerini alarak dünya vatandaşı yetiştirmeye devam ediyor. Küresel hukuk ve küresel değerler ulusal değerlerin üzerine çıkıyor. Zihinlerin küresel iradeye bağlandığı bir dünyada, sınırlar ve bayraklar sembol olmaktan öte bir anlam taşımıyor. İnsanlık alemi derin uykuya dalarken beyinlere ayrıca çip takmaya gerek var mı? Böyle bir dünyada, biz kimin hayatını yaşıyoruz? Kaybolan bize ait özgür yaşam nerede? Küresel aklın en zayıf noktası, insan yapısına uymayan bir yaşam tarzını dayatması. İnsan aklı ve vicdanı buna izin verir mi? Bu savaşın galibi, insan bedenine ve onu yöneten beynine hükmedecektir. Bu savaşı; ya biz kazanacağız ve gerçek anlamda özgür olacağız, ya da küresel kuklalar olacağız. Bu açıdan bakılırsa sorun özgürlük sorunu, çözüm de bilim ve akıl oyunu.

 DÜNYA AKILLA YÖNETİLİR

Tarih boyunca para, güç ve teknolojiyi yöneten akıl savaşları kazanmış ve dünyayı yönetmiştir. Sadece kaba güçle yönetmek mümkün değildir. Projeleri ve teknolojiyi yöneten, para ve güce yön veren yine üstün akıldır. Üst akıl altındaki akılları kullanır. Alt akıllar ise kullanıldığının farkına bile varmaz. 

Bu açıdan bakılırsa II. Dünya savaşını kazanan Beşgen yapıdır ama getirisini Üst akla kaptırmıştır. Bunu düzeltmek için başlattığı BOP projesini de Üst akla kaptırdı. Halbuki, BOP projesini başlatan Beşgen yapının hedefi kaybettiği kazanımları ele geçirmekti. II. Dünya savaşında batıyı ben kurtardım ama Afrikayı Fransa, Ortadoğuyu ise İngiltere sömürmeye devam ediyor. BOP ile Fransa ve İngilizlerin tayin ettiği gizli iktidarlar değişecek, benim dediğim olacak diyordu. Bunu Trump açıkca söyledi ama Küresel akıl kendisini alaşağı etti. Çünkü batıyı da yöneten gizli iktidar olan Üst akıl : Küresel akıl. Trump, Küresel oligarşinin dünyayı sömürdüğünü, ABDnin sadece Iraka 7 trilyon dolar harcamasına rağmen petrolü Küresel şirketlerin sömürdüğünü, ABD askerlerinin boşuna öldüğünü söyledi ve bunlardan kurtulacağız dedi ama şimdilik oyun dışı. Sebep : Üst akıl altındaki akılları döver.

Beşgen yapı dünya hakimiyetini ele geçirmek için başlattığı BOP projesinde bu yüzden başarılı olamadı. Çünkü gizli iktidarların arkasında Fransa ve ingiltere değil Küresel akıl var. Ayrıca kendi içinde de Küresel oligarşi güçlü. Küresel akıl her yere hakim. Küresel akılla baş edecek akıl kimsede yok. Bu yüzden Beşgen yapı kaba güçle sağa sola saldırıyor ama ne yapacağını bilemiyor. Vietnamdan, Iraka Küresel akıl tarafından kullanıldığını bile bilmekten aciz. Kaba güçle dünyayı yönetmenin mümkün olmadığını bilmiyor. Dünya akılla yönetilir ama bu akıl Küresel irade dışında kimsede yok.

KÜRESEL KONTROLÜ BİLMEK GEREKİYOR

Kurtuluş için küresel kontrolü ve küresel oyunları bilmek gerekiyor. Küresel oyunları araştıran aydınlar, halkı aydınlatmada yararlı olabilir ama korunmasız halkın küresel tezgaha karşı yapabileceği birşey yok. Trilyon dolarlara hükmeden küresel aklın karşısında gelişmiş ülkeler, devletler bile duramıyor. 286 trilyon dolar borçlu olan ülkeler küresel aklın çözümlerini uygulamak şartıyla borç alabiliyor. Borç veren kuralı koyar, borç alanlar kurala uyar. Dünya borçlu. Borçlu olduğu küresel finansın koyduğu kurallara uymak zorunda. Sağlıklı, eğitimli, borçsuz milletlere hükmetmek zordur.

Küresel akıl için insanları yönetmenin iki yolu var : medya ile korkutur ve yaşam tarzıyla hasta eder. Kafasını kaldıranı kriz, kaos, terör, iç savaş ve salgınlarla ezer. Dünyanın çoğunluğu hasta, fakir ve borçlu. Bu yüzden morali bozuk, korku, endişe, panik içinde. Dayatılan herşeyi yapmaya hazır. Hasta eden yaşam tarzıyla hasta olacak, borç alacak ve küresel sistemin kurallarına uyacak.

Dünya pandemiden küresel ısınmaya kuyruğu peşinde koşan kedi gibi bela ve felaketlerle uğraşırken, küresel aklın hasta insan, zombi toplum ve dijital devrim planı tıkır tıkır işliyor. Zombiye çevrilen zihinlerin bu plana karşı çıkma şansı şimdilik yok, çünkü başına gelecek belalardan haberi yok. Bilmek zaten yeterli değil, akıl ve irade gerekiyor. Küresel oyunlar konusunda her türlü bilgi ve donanıma sahip akıl ve irade sahibi bilim insanlarından oluşan Tıbbi istihbarat örgütü belki çözüm olabilir ama binbir sorunla yorulan ve büyük resmi göremeyen yönetimlerin ve karar vericilerin öncelikle bu felaketi idrak etmesi gerekir. Aksi takdirde ulusal akıl ve iradesini Küresel akla kaptıran insanlık aleminin hastalık, yoksulluk, baskı, zihinsel işgal ve zihinsel soykırım altında debelenmekten başka yapacağı bir şey yok. 

YENİ SAVAŞ YÖNTEMLERİ 

Bilim ve teknolojiye yön veren küresel akıl, yeni savaş yöntemleri ve silahlarıyla savaşların seyrini ve kaderini değiştirdi. Yıkılması planlanan modern sömürgelerin henüz bu yöntem ve silahlardan haberi ve hazırlığı yok :

Bilim Teknoloji savaşı

Ekonomik savaş

Zihinsel savaş

Terör savaşı

Hukuk savaşı

Dijital savaş

Uydu savaşı

Virüs biyosavaşı

Gıda savaşı

İklim savaşı

Deprem savaşı (Haarp)

...

Bu silah ve yöntemlerden habersiz ülkeler tarihten silinecek. Büyük sıfırlama dedikleri bu. Nasıl mı?

Deprem, iklim, pandemi, terör... felaketleri sarsılan ülkeler, ekonomik kriz, kaos ve içsavaşla çökertilecek, zihinsel savaşla teslim alınacak. Toplumların zihinleri eğitim ve medya ile zombiye çevrilirken postmodern köle olacaklar. Ülkeleri ayrıca işgale bile gerek kalmayacak. Zihinsel savaş, zihinsel soykırım ve zihinsel işgalin amacı bu. Zihinleri ele geçirdiğiniz zaman, bedenlerin sahip olduğu herşeyi ele geçirmiş oluyorsunuz. 

Bilim ve teknolojik yöntemler son hızla gelişirken, ülkeleri öbür dünya konularıyla meşgul etmeniz ve karışan zihinlere yeni dünya dini formatını atmanız yeterli. Bu formatın atıldığı ülkeler ilk önce çökecek. Büyük sıfırlama dedikleri işte bu. Hedefleri ise tek dünya devleti. Yapay zekayla yönetilen kuklalar alemi. Sorun özgürlük sorunu, çözüm ise bilim ve akıl oyunu. Küresel akıl ve bilim karşısında, bilim ve teknolojiden habersiz ulusal akılların kazanma şansı maalesef yok. İnsanlık alemine geçmiş olsun.

KAYNAKLAR

1. https://covid19.saglik.gov.tr/

2. Mehmet Ceyhan : Gerçek vaka sayısı, bizim bulduğumuzun 10 katı.

https://www.dailymotion.com/video/x7w1ku4

3. 1. https://www.dw.com/tr/oxford-ara%C5%9Ft%C4%B1rmas%C4%B1-a%C5%9F%C4%B1l%C4%B1lar%C4%B1n-bula%C5%9Ft%C4%B1rma-riski-y%C3%BCkseldi/a-58906855

4.   https://www.aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/kovid-19u-10-saniyede-tespit-eden-yerli-testin-seri-uretimi-basladi/2332131

 5.  https://www.chil.com.tr/tr/blog/antikor-tarama-testi-covid-19-teshisi-icin-neden-cok-onemlidir-7/

6. https://bioeasy.com.tr/koronavirus-testi-nedir-covid-19-test-kiti-cesitleri/

7. https://t.co/EcNFP4ua9o

8. https://t.co/xsmRHElaPZ

9. https://www.medimagazin.com.tr/guncel/genel/tr-covid-19da-carpici-iddia-tum-zamanlarin-en-buyuk-ustunu-ortme-olayi-11-681-96680.html?fbclid=IwAR0dMsq9ZwUP5oosF38xbhG8J7ZvFbrtDpQwRTEJydDEE94SCbmEXPmaRZ

10. https://www.sondakika.com/haber/haber-koronavirusle-mucadele-icin-herkes-asilanmali-mi-13774447/

11. https://www.mdpi.com/2076-393X/9/7/693

12.

https://www.bmj.com/content/bmj/373/bmj.n1635.full.pdf

 13. https://www.trthaber.com/haber/gundem/bakan-koca-delta-varyanti-turkiyede-yuzde-90i-gecti-603152.html

14. https://www.amerikaninsesi.com/a/asinin-yeni-versiyonu-100-gunde-hazir-olur/5962418.html

15. https://m.haberturk.com/yazarlar/prof-dr-temel-yilmaz/3073475-koronada-genc-yas-grubunu-yogun-bakima-goturen-uc-hata-ve-hizli-tani-testlerinin-bireysel-kullanima-

16. Çok mu zor? https://www.kemalyesilcimen.com/?artikel,530/

17. Lizbon mahkemesi kararına göre, hükümetin iddia ettiği gibi 17.000 değil, yalnızca 152 doğrulanmış vaka COVID'den öldü.

https://www.tenkitmedia.com/mobil?islem=haber&id=5780

18.  https://tr.sputniknews.com/20210826/japonyada-16-milyon-doz-moderna-toplatiliyor-yabanci-madde-tespit-edildi-1048352205.html

19. https://www.hurriyet.com.tr/video/prof-dr-orhan-yildiz-toplumun-yuzde-50sinin-kitle-bagisikligi-kazandigini-soyleyebiliriz-41772738

20.  https://ahmetrasimkucukusta.com/2021/09/05/yazilar/tip-yazilari/kovid-asisi/tam-doz-asilanmislardaki-enfeksiyonun-virus-yuku-asilanmamis-olanlarin-251-misli/

21.  Aşı üreticisi Pfizer'in çok sayıda ülke ile imzaladığı gizli satış sözleşmesi, ulusal yasaları ihlal eden “efendi-köle” şartlarını ortaya koyuyor.  https://t.co/ea8018diNu

22. Gerçek çözüm bu

https://www.kemalyesilcimen.com/?artikel,557/

23.  https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/cocuklarda-pozitiflik-orani-yuzde-30a-ulasti-6656243/amp/?__twitter_impression=true

24.  https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/saglik-bakanliginda-rusvet-sorusturmasi-doktorlara-ilac-yazin-diye-37-milyon-euro-verildi-iddiasi-6663833/

25. https://www.klinikfarmakoloji.com/index.php/aci-ilac/ilac-firmalarinda-sahtekarlik-iptilasi-mi-var

26 . https://www.indyturk.com/node/270826/sa%C4%9Flik/y%C3%BCzde-90-etkili-koronavir%C3%BCs-a%C5%9F%C4%B1s%C4%B1yla-ses-getiren-ila%C3%A7-devinin-skandallarla-dolu

27.  https://www.cumhuriyet.com.tr/dunya/abdli-ilac-firmasinin-rusvet-iddialariyla-ilgili-bakanlik-raporuna-ulasildi-1870975

28. https://www.bbc.com/turkce/haberler/2009/09/090903_pfizer

29 . https://tele1.com.tr/abdli-ilac-sirketinden-turkiyedeki-hukumet-yetkililerine-rusvet-iddiasi-185107/

30 . https://www.cnnturk.com/ekonomi/sirketler/novartis-turkiyede-85-milyon-dolarlik-rusvet-dagitti-iddiasi



Bu yazı 1,160 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,159 µs