En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
18 Nisan 2017



TEMEL  SORUNLAR VE ÇÖZÜMLER 

Türkiye ne zaman dara düşse veya krize girse, küresel köyün uşakları koro halinde  sorunlara yol açan yöntemleri, yapısal çözüm diye dayatmaya çalışırlar. Veya Atlantik ötesinden sözde kurtarıcı mehdilerle gelip yapısal sorunları çözüyoruz diye modern sömürge zincirlerini sıkıca bağlayıp giderler. Bunların gevelediği dış kaynaklı formülleri asla dikkate almayın. Faiz, döviz, spekülasyon, ekonomiyi soğutma, resesyona sokma, dış borç için İMFye bağlanma gibi dayatmalar sorunları çözmez. Kalan kaynakları da emme basma tulumbayla dışarıya aktarır. Bunların çözelim dedikleri sorunlar, Türkiyenin gerçek yapısal sorunları değildir.   

Türkiyenin temel yapısal sorunları nedense hep gizlenir. Aydınlar ve devşirme akademi, dış kaynaklı çözüm ve reçeteleri papağan gibi tekrarlamaktan başka bir şey bilmezler. Batı kontrolündeki yönetimler ise bu reçeteleri aynen uygulamakla övünürler. Yani bizi hasta edenler, doktor kılığında bizi tedavi ederken kimsenin gıkı çıkmaz. Hepsi de bilgiç edalarla aynı şeyi dayatır : Acı ilacı içeceksin. Acı ilaç dedikleri, bize borç veren batının her dediğinin yapılması ve kaynakların dışarıya transfer edilmesidir. Son 3 asırdır bunları aynen yaşadık. Daha dün mehdi pozunda gönderilen Dervişin dedikleri ve yaptıkları ortada. Halbuki ülkemizin yapısal sorunlarının nedeni sömürgeci batının içimizdeki ecnebilerle uyguladığı politikalardır. Gerçek sorunlar, bu dayatmaların sonuçlarıdır. Yapısal sorunları ve çözümlerini kısaca özetleyelim :

1. İlk yapılacak iş, küreselleşmeyle başlatılan hastalık savaşının idrak edilmesi, bütçeyi, sağlık ve hayatımızı tüketen hastalıkların önlenmesidir. Hastalık üreten ve kaynakları tüketen Amerikan yaşam tarzından vazgeçilmesi gerekiyor. Darbelerin başımıza geçirdiği asıl çuval, milli değerlerimizi yok ederken bedensel, ruhsal, sosyal ve zihinsel sağlığımızı bozan Amerikan yaşam tarzıdır. Vahşet, tecavüz, hırsızlık ve her türlü kötülüğü zihinlere yükleyen Amerikan yaşam tarzı Dallas dizisiyle başladı, çizgi ve dizi filmlerle artarak devam ediyor. Bilinçaltına gönderilen sinyallerle körpe beyinler yıkanıyor, geleceğin küresel robotları hazırlanıyor. Milli değerlerden habersiz, dizi filmlerde gördüğünü taklit eden saygısız, bilgisiz, boş beyinli tipler artıyor. Bu zihinsel savaşla milli değerler silinirken vahşi yaşam tarzı yükleniyor. Zihinsel soykırım işte bu. Amerikan yaşam tarzına batmış cahil aydımımız ise karıncayı incitmeyen milli kültürümüzü suçluyor. Bedensel, sosyal, ruhsal ve zihinsel hastalıkların 1980 darbesinden sonra yapılan küresel kültür devrimi sonucu yerleşen Amerikan yaşam tarzıyla arttığını unutmayalım. Satılan 3 milyar hamburger 30 milyar liramızı alırken, obesite, diyabet, hipertansiyon, kalp damar hastalığı rekor kırıyor. Her yıl boyalı gazoz ve kolaya harcadığımız para, ilaca harcadığımızdan daha fazla. En kolay ve yararlı hizmet sağlığa zararlı olan bunlardan vazgeçmek veya yerli ve milli olanını tercih etmektir. Sigaradan alkole, fastfooddan kolaya, yabancı marka kahveye kadar ödediğimiz dövizle ayağımıza kurşun sıkıyoruz. 

2. Türkiyenin temel yapısal sorunu ; modern sömürüye yol açan teknolojik dışa bağımlılıktır. Çözümü de ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaran bilim ve teknoloji devrimidir. Bu devrim başlamıştır. Zaten bizi sömüren batının saldırması bu yüzdendir. Biliyorlar ki bu devrimi yaptığımız ölçüde özgür, bağımsız süpergüç olacağız. Modern sömürge pazarı olmadaktan kurtulacağız. O zaman ürettikleri taşıt, tank, uçak... kime satacaklar. Kimseden izin almadan yaptığımız operasyonları nasıl önleyecekler?

Küresel şirketlerin planlarına göre, 2023 yılı Türkiye sağlık sektörü büyüklüğü 170 milyar $ olacak, yani sağlık harcamaları ; artan hasta sayısı, yeni patentler, pahalı ilaç ve teknoloji ithalatı nedeniyle, 3 kat artacak. Son derece pahalı biyogenetik, kanser  ve akıllı ilaçlar, ileri tıbbi teknoloji harcaması karşısında şok olacağız. Her şey planlı. Önce herkesin hasta olması lazım. Yetmez, herkeste birçok hastalık lazım. Sorun değil : Alkol, sigara, fastfood, kola, şekerli gıdalar, transyağlar, kimyasallar...  

Bizi hasta ederek bütceyi tüketen hastalık savaşı, ülkeleri ve iktidarları çökertmenin yeni yöntemi. İthal edilen milyarlarca dolarlık harcamalara hiçbir devlet dayanamaz. Hele biz gibi ilaç ve yüksek teknolojinin tamamını dışardan ithal eden ülkelerin dayanma şansı hiç yok. Son model MR, BT, Anjiyografi cihazları, Suni kalp, kalp pilleri, stentler, ortopedik protezler, göz ve işitme cihazları... Kişi başı son model cihaz ithalinde dünya şampiyonu olduk. ABD planı gereği milyarlarca dolarlık cihaz ve ilaca muhtaç olacağız. Ayrıca artan ilaç ve teknoloji faturasını karşılamak için mecburi istikamet, astronomik zamlardır. Zam demek enflasyon demek, enflasyon ise son 10 yılda kazanılan başarıların harcanması demektir. Zam ve enflasyon, milli iradeye sabotaj demektir. Halkın teveccühünü kırmak için bu sinsi plan devrede. 

Osmanlıdan günümüze ilaç, nitelikli silah ve teknoloji üretemiyoruz. Dünyadan geri kalmamak için ilaçtan aşıya, uçaktan yazılıma bunları ithal etmek zorunda kalıyoruz. Üzüm incir satarak faturayı ödeyemediğimiz için borçlanıyoruz. Borç alan sonunda emir alır veya yıkılır. Milyarlarca dolarlık ilaç ve teknoloji ithalatı, dövizi dışarı pompalarken cari açığı artırıyor. Bu kadar harcamaya hazine olsa dayanmaz. Harcamalar 4-5 kanaldan yapıldığı için gerçek harcamayı kimse bilmiyor. SGK, Üniversiteler, Özel hastaneler, halkın kişisel harcamaları. 2023 yılı sağlık sektörü büyüklüğü 170 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Sadece kanser ilaçlarına giden para geçen yıl 5 milyar TL. Bu yıl çok pahalı ilaçlar da ödemeye girdi. Fatura giderek artacak. Hastalık faturasını ödemek giderek zorlaşıyor. Milli kongrelerle ilaç ve teknoloji üretiminin yolu açılabilirse, bu devrim doğal pazarımız olan 2 milyarlık Türk İslam alemi ve Türkiye için kurtuluş olabilir. Milli üretimle birlikte sağlık turizmi cari açığı kapatacaktır. 60 tane araştırma hastanesi var ama hepsi de tabelada araştırma. Akademiye çok iş düşüyor. Ama önce akademiyi yabancı ilaç ve teknolojinin reklam ve pazarlamasını yapmaktan kurtarmak gerekiyor.

3. Ülkemiz ekonomik savaşla teslim alınmak isteniyor. Bu savaşta direnmenin yegane yolu, tasarrufları milli hedeflere yönelten Tokgözlü toplum modelidir. Beslenmeden sosyal yaşama kadar geleneksel, milli ve sağlıklı yaşam tarzına geçilmesi milli kültür devrimidir, en büyük zihinsel devrimdir. Türkiye ve insanlığın kurtuluşu, Anadolu erenlerinin karıncayı incitmeyen, küresel ısınmaya yol açmayan gönül anlayışında. Bu anlayışı dünyaya sunacak aydınımız, dünya ve insanlığı kan revan içinde bırakan, hasta eden anlayışın peşinden koşuyor, ondan medet umuyor.

MİLLİ SEFERBERLİK ŞART 

Küresel ekonomik savaşın hedefi Türkiyeyi çökertmek. Bunun için önce halkı yokluğa mahkum edecekler. Dükkanlar, marketler, eczaneler boşalacak. İlaç ve ameliyat malzemelerine muhtaç edecekler. Düşman benzin, yağ karaborsası ile milli iradeyi yıpratmayı planlıyor. Dünyayı ve bölgeyi çöle çevirecek kriz tezgahlıyor. Bu savaşın sonunda ; Türkiyenin İMF'ye teslim olması tezgahlanıyor.

Zihinsel işgalden kurtulmak, ekonomik savaşa karşı direnmek kolay bir iş değildir. Bu ahlaksız ve vicdansız ekonomik savaşa karşı Çanakkale şehitlerinin torunları olarak milli seferberlik ilan etmeliyiz. Kuru ekmek ve çarık bu seferberliğin sembolü olmalı. Zaruri haller dışında devletin bütün kurumlarında makam aracı, lojman ve sosyal tesis saltanatına son verilsin. İsraf önlensin. Güvenlik gereken üst görevler  dışında herkes metro, otobüs, minibüs... kullansın. Gerekirse maaşlarımıza zam yapılmasın. Belediye başkanları, bürokratlar, milletvekilleri millete örnek olmalıdır. Sıkıntılara katlanmadan çözüm olmaz. Kimse ekonomik savaşla teslim alınmak istenen milletimizin mücadele azmini kıramaz. Asla boyun eğmeyeceğiz. Asla teslim olmayacağız. Devletimizi yıkamayacalar. Milletimizi yok edemeyecekler. Faiz, döviz ve ithalata dayalı 70 yıllık modern sömürü bitecek. Bizi kimse açlık ve fakirlikle korkutamaz, sindiremez, asla teslim alamaz. Türkiye'nin onuru her şeyin üzerindedir.  

4. Yıllardır milli kongreler yapılmalı diyoruz, neden? : Kalbimize takılan pilden kullandığımız ilaçlara kadar yarın vermezlerse ne yaparız? ABD malı kullanmayalım ama yerine milli ve yerli çözümler gerekiyor. Bu çözümü akademi dışında kimse yapamaz. Akademi milli kongrelerde çözüm üretecek. Kongrelerde yabancı çıkarların reklam ve pazarlamasını yapmaktan kurtulabilirse...

Türkiyenin acil yapısal sorunlarının ve çözüm yollarının bilimsel bakış açısıyla tartışıldığı ve karara bağlandığı yer, Milli kongrelerdir. İlk yapılacak kongre, Amerikan yaşam tarzının bedensel, sosyal, ruhsal ve zihinsel yönden bizi hasta eden sigara, alkol, fastfood, kola... gibi bizi öldüren ve hasta eden silahların ek vergiyle dışlanması veya yasaklanmasını tartışan milli kongrelerdir. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu ve Sağlık Bilimleri Üniversitesine çok iş düşüyor. GDOlu mısır şekerinin sağlığa zararlı olduğu hakkındaki yeni bilimsel raporu gereği Amerikan Kargill şirketine yaptırımlar gelebilir. Milli kongrelerde binlerce bilim insanı ve akademisyen imzaladığı bilimsel çözümler derhal uygulanmalıdır.

Her yıl yüzbin insanımızı öldüren, milyonlarcasını da hasta eden Amerikan sigaralarının içerdiği polonyum-210 nedeniyle akciğer kanserine yol açması, zaten hemen yasaklanmasını gerektiriyor. Bilim dünyası can korkusu nedeniyle bu konuyu gündeme getirmekten korkuyor. Binlerce akademisyen, ölüm ve hastalıklara yol açtığı için yasaklanmalıdır kararı alarak tüm dünyaya örnek olacaktır. Bilindiği gibi sigara, bu yüzyıl 1 milyar insanı öldürecek, milyarlarcasını da hastalıktan süründürecektir. Alkol de aynı şekilde insanlık düşmanıdır. Alkol her yıl 2.8 milyon insanı öldürüyor, yani bu yüzyıl yarım milyar insan alkolden ölecek. Milyarlarca insanda bu yüzyıl alkolizm zararlarından sürünecek. Bundan daha dehşetengiz bir terör var mı? Ülkemizde sigara ve alkol ekonomiyi de krize zorlamaktadır. Sadece sigaranın yılda 15 milyar dolarlık maliyeti, yol açtığı hastalıkların faturasıyla birlikte 25 milyar doları geçmektedir. Sağlığa zararlı kola ve gazlı içeceklere harcadığımız para, inceleyin göreceksiniz, ilaç faturamızı aşıyor. Bizi hasta eden-ilaç satan ve bu yolla milyarlarca doları dışarıya transfer ederek ülkemizi krize sokmaya çalışan oyunu görelim.

Mill Kongrelerde sağlık ve hayatımızı karatan   bütün zararlı maddelere karşı bilimsel ve akılcı önlemler karar altına alınacaktır. Milli kongreler, işte bu yüzden önemlidir ve acildir. Milli kongreler bir devrimin kapılarını açacaktır. Bu yolla beyin gücümüz olan akademi devreye girecektir. Akademi ve üniversitelerin görevi diploma dağıtmak değildir. Bilimsel çözümler sunmak ve sanayi işbirliği ile teknolojik üretimin yolunu açmaktır. Türkiyeyi süpergüç yapacak strateji, yöntem ve çözümlerin tartışıldığı yer Milli kongrelerdir. 

Bunları yapmadan güçlü olamayız. Güçsüz olan milletler ise güçlü olanların ayakları altında kalmaya mahkumdur. Gücünüz kadar yaşar, gücünüz yoksa çökersiniz. Güçle korunmayan ekonomi ve zenginlik ergeç yağmalanmaya mahkumdur. İşte İslam dünyası. Gücünü gösteren haracını alıyor. Güç teknolojidir. En caydırıcı teknoloji ise nükleerdir. Teknoloji paradır, para teknolojidir. Yüzbin kamyon üzüm satarsanız belki bir Boeing yolcu uçağı alabilirsiniz. Üzüm ilaçlı derlerse onu da alamayız. Başkasının parasıyla güçlü olunmaz, borçlu olunur. Aldığımız borcu teknolojiye yatırmadan güçlü olamayız. Çağımızda paranın kaynağı yüksek teknoloji veya tasarruftur. Tüketim toplumları tasarruf edemez. Tasarrufun yolu Tokgözlü toplumdan geçer. Tasarruf Çinde olduğu gibi ya zorla olur, ya da Çanakkalede olduğu gibi gönüllü olur. Bu Cennet vatan, canlarını vatan için tasarruf eden şehitlerin armağanıdır. 

Teknoloji üretemeyen milletler her yönden bağımlıdır. Bizi hamaset değil teknoloji kurtarır. Teknoloji üretirsen özgür ve bağımsız olursun. İHAlar, düşmanın her hareketini cam gibi çekiyor, SİHAlar ise dünyaya göstere göstere vuruyor. İşte teknoloji budur. Altay tankı, Atak helikopteri, Hürkuş, Göktürk uydusu... bunların gerisi gelecek ; Füze kalkanı, nükleer teknoloji...

Çağımızda telefondan bilgisayara, aşıdan enerjiye keşfeden ve üreten kazanıyor. Keşfettiği ile değil, tükettiği ile övünenin özgür yaşama şansı yok. Milletler ancak bu şekilde ayakta kalabilir, yoksa ayaklar altında kalır. Çağımızda ülkeler, ancak bilim ve teknoloji ürettiği kadar özgür ve bağımsız. Artık sokaklarda bağırarak özgür ve bağımsız olma dönemi bitti. Bağımlılığın dipsiz kuyusundan ancak bilim ve teknoloji ipiyle çıkabiliriz. 

Gerçek dünyada keşfettiğiniz kadar özgür, ürettiğiniz kadar bağımsızsınız. Bilim ve teknoloji üretemezseniz, yaşama hakkınızda yoktur, şansınızda. Filistinden Afganistana İslam aleminin sefaleti ve zavallı durumunun asıl nedeni bu. Doğal kaynaklara sahip 57 İslam ülkesi bilim ve teknolojide bir İtalya etmiyor. Hepsi de batının oyuncağı olmuş, kan revan içinde perişan. İslam ülkelerini bu hale getiren Modern sömürgecilik sistemi, cep telefonundan uçağa, ilaçtan aşıya önce bağımlı yapıyor, sömürüyor. Sonra da kaos ve iç savaşla acımadan yok ediyor.

Dün son teknoloji silah ve gemilerle ülkemizi işgal edemeyenler, 70 yıldır akıllı telefondan ilaca zihinsel, bilimsel ve teknolojik işgali deniyor. Modern sömürüye teslim olanlar yüzünden son 30 yılda ilaç ve teknoloji için trilyon dolarları batıya kaptırdık. Modern sömürünün hedefi, zihinsel, kültürel ve teknolojik sömürüdür.

Sömürge yöntemleri değişir ama hedefleri değişmez. Kurdukları 70 yıllık modern sömürü sisteminin amacı, bilim ve teknoloji alanında muhtaç ve bağımlı yapmak ve acıtmadan sömürmekti, başardılar. Eski Türkiyede askerin palaskasında bile Natoya muhtaç olduk. Çıkarma gemisi vermedikleri için Kıbrısa çıkamadık geri döndük. Ambargo ile elimizi kolumuzu bağladılar. 

Bugün bilim ve teknolojik işgale ve bağımlı olmaya direniyoruz. Biliyoruz ki, üstümüze köpeklerini salan düşmanın vicdanı yoktur. Biliyoruz ki, soykırım yasaları çıkaran düşmanın insafı yoktur. Bunlara karşı koyacak teknolojiniz yoksa acımazlar. Uçak düşüren son model Stinger füzelerini terör örgütlerine veren, canlı bombaları üstümüze salan düşman niye acısın? Ülkenizi koruyacak teknolojiniz yoksa, namus ve şerefiniz zelil olur, ezilir yok olursunuz.

Ülkemizin kaynaklarını dışarıya pompalayan bilimsel ve teknolojik mandacılık sistemine karşı, şimdi milli ve yerli direniş başladı. Teknolojik kısırlığa mahkum eden sömürü sistemi değişti. Sömürü sisteminin piyonları temizlendikçe Türkiye kendine geliyor. Artık kimseye muhtaç ve bağımlı olmadan tanktan elektrikli otoya, ilaçtan aşıya teknolojiyi biz üreteceğiz. Teknolojik işgale karşı çalışarak, keşfederek, üreterek direneceğiz. 

Bilim teknoloji ve arge merkezleri açıldı. Araştırmalar son sürat devam ediyor. Milli ilaç ve aşı merkezinde çalışmalar son hızla devam ediyor.  Ekonomik savaşa karşı Sağlık Bakanlığı harekete geçti. İthal ürünlerin alımı azaltılacak. Tıbbi cihaz, sarf, ilaç ve aşı konusunda dışa bağımlılığımızı azaltacak yerlileştirme ve millileştirme projelerimizi sırasıyla uygulamaya koyacağız. Yerli firmalara ilaç ve tıbbi cihaz  AR-GE desteği arttırılacak. Yıllık 125 milyar $ yurt içinde kalacak. Milli ve yerli çözüm, ABD mallarını protesto edip başkalarından almak değil, onların ürettiğinden daha iyisini üretmektir. 

Akıllı telefon yaptık, elektrikli oto yakında piyasaya çıkıyor. Bütün engellere rağmen ilk defa motor ürettik. Altay tankı, Atak helikopteri, Göktürk uydusu, İnsansız hava aracı İHAlar, SİHAlar, milli denizaltı, milli uçak, lazer güdümlü füzeler, milli yazılımlar... Şimdi de nükleer teknoloji...

Teknolojik gelişime karşı çıkan sömürü dünyasının içimizdeki uzantılarının amacı, kurudukça sulanan yeşerdikçe budanan ezik ve bağımlı eski Türkiye.  Artık devir değişti. Kimseden izin almadan, yedi düvele rağmen, kendi silahımızla, kendi irademizle operasyonlar yapıyoruz. Johnson mektubuyla tehdit edilen, İMF kapılarında para dilenen eski Türkiye yok artık. Sömürgecilere posta koyan Milli irade ile kötü kaderimiz değişiyor, değişecek. Çünkü düşmanın dayattığı sahte reçeteler için değil, bizi lider ülke yapacak gerçek çözümler için çalışacağız.

Direne direne kazanacağız.   

HEDEF : TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE  

 

 

KAYNAKLAR

1. http://gundem.milliyet.com.tr/kanada-da-58-milyarliksigaradavasi/gundem/gundemdetay/09.06.2012/1551346/default.htm

1999'da ABD'de sigara şirketleri sağlık masrafları için 25 yılda 246 milyar dolar ödemeyi kabul etti

2. 21. YÜZYILDA BİR MİLYAR KİŞİ SİGARADAN ÖLECEK

http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2015/03/150319_sigara_olum

3. Yılda 372 bin kişi pisi pisine ölüyor. http://arsiv.sabah.com.tr/2005/07/24/gun101.html

4. http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-turkiyede-olum-orani-yuzde-47-artti-1-11-65558.html

5. . Türkiyede ölümlerin yüzde 23'ü sigaraya bağlı.

http://www.haberaktuel.com/olumlerin-yuzde-23-u-sigaraya-bagli-cikti-haberi-967579.html

6. Kanada'da tarihi sigara kararı.http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/29169972.asp

7. Kalp krizi ölümlerinde Avrupa'nın zirvesindeyiz.http://www.turkiyegazetesi.com.tr/saglik/58911.aspx 

8. https://www.medikalakademi.com.tr/10-olumcul-hastaliktan-6sinin-sebebi-sigara/#menu

9. SAĞLIK HARCAMALARI 9 YILDA 8 KAT ARTTI. http://www.medimagazin.com.tr/hekim/sgk/tr-saglik-harcamalari-9-yilda-8-kat-artti-2-18-34892.html  

10. http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-dunya-saglik-harcamalari-127-trilyon-dolara-cikacak-1-11-65015.html 

11. 230 milyar lira ''duman'' oldu. http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=358195

12. http://www.bizimsaglik.com/turkiye-de-sigara-uretimi-ve-tuketimi-hizla-artiyor/584/ 

13. DUMAN ALTINDAYIZ

http://www.haberturk.com/ekonomi/ekonomi/haber/1087798-5-turkten-2si-duman-altinda-calisiyor  

14.http://www.sabah.com.tr/dunya/2015/06/02/kanadada-sigara-firmalarina-15-milyar-dolar-ceza

15. https://www.medikalakademi.com.tr/1-sigara-hayattan-12-dakika-caliyor/

16. https://www.yenisafak.com/amphtml/ekonomi/dolarasagliktokadi-3389723

17.https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2509609/

18. http://www.onkder.org/pdf/pdf_TOD_881.pdf

19. https://www.makaleler.com/polonyum-nedir-ozellikleri-kullanimi-zararlari

20. https://onedio.com/haber/suikast-amaciyla-kullanilan-ve-insani-once-surundurup-sonra-olduren-bir-madde-polonyum-740869

21. http://www.internethaber.com/48-yildir-saklanan-sigara-gercegi-154829h.htm

22. https://odatv.com/sigara-tekelleri-bu-sirri-sakliyor-22071815_m.html

23. http://t24.com.tr/haber/sigarada-polonyum-panigi/3419

24.https://benbudunyayasigaraicmeyemigeldimulendotcom.wordpress.com/2016/01/07/sigaranin-icinde-ne-var-tutun-var-mi-cidden/

25. http://ofpof.com/merak/amp/bilinen-en-oldurucu-madde-polonyum-210-hakkinda-bilmeniz-gerekenler

26. http://www.milliyet.com.tr/atom-bombasi-kadar-tehlikeli--pembenar-detay-genelsaglik-1387924/

27. http://m.t24.com.tr/haber/turkiyenin-sigara-icki-ve-akaryakit-kacakciligindan-kaybi-yilda-20-milyar-lira,245509

 28.http://m.radikal.com.tr/politika/abdli_elciden_gezi_tepkisi_tabii_ki_icislerinize_karisiriz-1137552

29. http://m.iha.com.tr/haber-turkiye-her-yil-25-milyar-dolari-sigaraya-harciyor-689786/

 30. Türkiye sağlık sektörü 67 milyar $. 2023'te 160 - 170 milyar $ olabilir.

http://m.haberler.com/uluslararasi-biyoteknoloji-kongre-ve-fuari-chicago-4553370-haberi

 31. Türkiye sağlık harcaması 2015’de 63 milyar $ oldu.

https://www.medikalakademi.com.tr/turkiye-saglik-sektor-harcama-milyar-dolar/

 32. https://www.medikalakademi.com.tr/sgk-gecen-yil-2-milyar-kutu-ilaca-18-milyar-tl-odedi/ 

 33. https://www.medikalakademi.com.tr/bir-yilda-2-milyar-kutu-ilac-ictik-10-milyon-mr-cektirdik-ve-5-milyon-kisi-ameliyat-oldu/

 34.  https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-45292539

35. http://www.milliyet.com.tr/8-5-milyar-lira-ciro-acikladi-ekonomi-2618738/

 



Bu yazı 963 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,961 µs