En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
1 Kasım 2018

KALP YETERSİZLİĞİ ARTIYOR



ÜLKEMİZDE 10 MİLYON KİŞİ KALP YETERSİZLİĞİ RİSKİ ALTINDA. 

Kalp hastalıkları ve risk faktörlerinin sonucu olan kalp yetersizliği sayısının önümüzdeki 10 yıl içinde en az 2 kat artması bekleniyor. 

Ülkemizdeki kalp yetmezliği oranını araştıran HAPPY çalışmasına göre, sonuçlar unhappy. Kalp yetmezliği alanında dünya ve olimpiyat rekoru kırıyoruz. 40 yaşın üstündeki kalp yetmezliği görülme oranı dünya ortalamasının tam 3 katı. Dünyadaki görülme oranı % 3 iken bizdeki oran tam % 9 ! Yani tam % 300 fazla. % 20-30 artışı anlamak mümkün ama % 300 artışı anlamak, izah etmek zor. Önümüzdeki yıllarda patlama yapacak kalp yetmezliği sayısı yüzünden yoğun bakım ve hastane tedavisi gerektiren ve tedavisi son derece pahalı olan bu hastalar için ne yapabiliriz?

Önlemek çok daha kolay, ucuz ve mantıklı olmasına rağmen milyarlarca doları da organ nakilleri için harcayacağız. Trilyonlarca dolarlık küresel sağlık anlayışı şu: Hastalanan, kirlenen balıkları temizleyip yine aynı hasta eden akvaryuma atmak. Peki tartışılan ne? Tartışılan şu: hasta balıkları 1000 euro’luk stentle mi yıkayalım, yoksa milyarlarca liralık kalp nakli öncesi takılan yapay kalp cihazı mı takalım? Her iki yöntem de, ne ölümü önlüyor ne de hastalığı. Peki hastalığı önleyen, ölüm oranını azaltan daha kolay ve ucuz yöntemler yok mu? Tabii ki var: Ayda 30- 40 TL ile hipertansiyonu ve damar sertliğini kontrol edebilir, buna bağlı hastalıkları önleyebilir, ölümleri azaltabilirsiniz. Ucuz ve kolay yöntemler galiba sosyetemizi bozuyor.    

İNTER-HEART araştırması, kalp krizinin sigara, şişmanlık, zararlı kolesterol, diyabet, hipertansiyon gibi  %90 yaşam tarzıyla ilgili önlenebilir nedenlere bağlı olduğunu gösterdi. Yani yaşam tarzı, ölüm ihtimali %  17 olan Rus ruletinden daha tehlikeli idi. 

EUROASPIRE-III araştırmasının sonuçları ürkütücü :

Kalp sağlığımız alarm veriyor. Ülkemizde koruyucu önlemler yetersiz. Sigara ve 50 yaş altı kalp krizinde Avrupa şampiyonuyuz. Koroner hastaların bile yarısından fazlası sigara içmeye devam ediyor ve sedanter yaşıyor. Bu hastaların üçte biri obes ve şeker hastası. Tedaviye rağmen 3 hastadan ikisinde tansiyon ve lipitler yüksek.

Kalp yetersizliği hayat boyu pahalı tedaviler ve cihazlar gerektiren, bu nedenle işgücü kaybına yol açan yaygın bir hastalıktır. Yaşam beklentisi pek çok kanser türünden daha kötüdür. 5 yıllık yaşam şansı yüzde 50'dir. Ciddi nefes darlığı olan ve günlük aktivitesi kısıtlı hastalarda 1 yıllık yaşam beklentisi yüzde 50'dir. 

Kalp krizi, kalp damar ve kapak hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, obesite, sigara, alkol gibi nedenler artmasına yol açan başlıca nedenlerdir. Bunların önlenmedi kalp yetersizliğinin önlenmesi demektir. Kalp yetersizliğini önlemek, yaşam süresini uzatmak ve yaşam kalitesini düzeltmek mümkündür. 

Her yıl zorunlu olarak yapılan ilaç tedavileri, stent ve bypass ameliyatları, kalpten ölümleri önlediği ve kalp yetersizliğini ertelediği için yaşlanan hastalarda oran giderek artıyor. Vasküler risk araştırmasına göre 5 yıllık takipte stent ve bypass gibi modern tedavi oranları % 90 artarken bu artış, maalesef kalp krizi, kalpten ölümler ve felç oranında % 170 gibi astronomik bir artışa yol açmıştır. Bu konu ne medyada ve ne de bilimsel arenada tartışılmamıştır. İğneyi hastalara batırırken çuvaldızı kendimize batırmalıyız. Bu hastaların büyük bölümünde zamanla kalp yetersizliği gelişmektedir. Dolayısıyla bu hastalıklarda son durak kalp yetersizliğidir. Yaş ilerledikçe kalp yetersizliği oranı artiyor. Toplumda kalp yetersizliği görülme oranı genel olarak yüzde 1- 2 iken,  yaşlılarda bu oran yüzde 15-20'lere çıkmaktadır. 

Ülkemizde yaşam süresi doktor ve ilaca kolay ulaşım, farkındalık ve sağlık hizmetlerinde ilerlemeler nedeniyle son 15-20 yıl içinde yaklaşık 10 yıl uzamıştır. Bu yüzden yaşlı nüfusla birlikte ileri yaş hastalıkları giderek artıyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde yaşlılık hastalıklarının 2 kat artması bekleniyor. 60 yaş üzeri nüfusumuzun 2023 yılında 15 milyon olacağı, sağlık sektörü büyüklüğünün ise 170 milyar $ olacağı hesaplanıyor.

Yıllardır uyarıyoruz : Önlem almayan, pahalı ilaç ve teknoloji üretemine milli ve yerli çözüm bulamayan ülkeler büyük bir yıkımla çökebilir. Ayrıca hasta, obes, diyabetli bir toplum ve yaşlı nüfus milli güvenlik sorunlarıyla karşı karşıyadır. Önleyici çözümlerin tartışılacağı yer Milli kongrelerdir. Milli kongrelerin ilk konuları "en büyük terör sigara" ve "Hastalıkları önleme ve sağlığı koruma" olmalıdır. Bu  kongrelerde bizi hasta ettiği bilimsel olarak kanıtlanan sağlığa zararlı risk faktörlerinin önlenmesi konusunda kararlar alınmalı. Mesela sigaranın en tehlikeli ve ölümcül katil olduğuna dair bilimsel kanıtlar cok açık ve net. Bu önleme kararı Milli iradeyi temsil eden Cumhurbaşkanımıza, meclise, devlet kurumlarına ve medyaya bildirilmeli ve Türkiye bir bütün olarak sigara terörünü çözmelidir.

Tam saha pres anlayısıyla topyekün mücadele başlatılmalıdır. Haberler, reklamlar, diziler, açık oturumlar sansasyon yaratmalıdır. Özellikle hastanelerde yoğun bakımlarda yatan sigara kurbanları, kanser, kalp krizi, aort damarı yırtılması, ayak damarı tıkanıklığı nedeniyle ayakları kesilenler sürekli medyada konuşturulmalı. Bu konular aylarca medyada işlenip sigara içenler psikolojik olarak bırakmaya zorlanmalı. Yani milli mücadele anlayışıyla topyekün mücadele yapılmalı. Sigaradan zarar gören hastalar sigara şirketlerinden tazminat için mahkemelere başvurmalı. Mahkemelerden de batı ülkelerinde olduğu gibi millet adına sağlığı koruyan önemli kararlar eşzamanlı olarak çıkmalıdır. Mesela milyarlarca dolar tazminat istenmesi gibi. Sigara şirketleri pişman edilmelidir. Sigara içenlerden daha fazla hastalık  primi alınmalı veya sigara fiyatı üzerine hastalık primi eklenmelidir. Hastalık halinde ilaç ve tedavilerinden ek ücret alınması medyada tartışılmalı. Sigarayla bireysel mücadelenin faydası yoktur. Nikotin sakızları ve elektronik sigaralarla hastalık lobisine yapılan finans desteği yukarıda anlatılan kampanyalar için kullanılmalı. Sigara içenlerin hastalık harcamaları onlarca kat fazla. Bunların tedavi paralarını sigara fiyatlarına yansıtmalı diye bir çok kisi İngilterede olduğu gibi Anayasa mahkemesine ve yerel mahkemelere basvurmalı. Avustralyada sigara 160 TL. En ucuz sigara bizde. Hastalık lobisi böyle bir durumda hep birlikte saldırıya geçerek ekonomiyi altüst edebilir. Bunları dikkate alan önlemler  gerekiyor.



Bu yazı 1,377 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,918 µs