En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
22 Kasım 2016

BATAKLIĞI KURUTMAK ÇÖZÜM DEĞİL



Tüm yazılar için alttaki kutuyu tıklayınız.

 

Bilim  dünyası, sağlığı korumak ve hastalıkları önlemek için ilk önce ve ısrarla yaşam tarzının değişmesi gerektiğini söylüyor ama bilimsel araştırmalar bunun o kadar kolay olmadığını gösteriyor. 

 

Yaşam tarzını kısa bir süre değiştirmek mümkün olsa da, bir süre sonra bağımlı yapan alışkanlıklar ve çevresel nedenler bizi esir alıyor, hasta eden ortama geri dönüyoruz.

 

Bizi aldatan tuzak ve risklerle dolu bir hayatta bizi bağımlı yapan risklerden uzak yaşamak bu yüzden mümkün değil. Yaşadığımız kirli akvaryumun dayattığı yaşam tarzını bireysel olarak değiştirmek zor hatta imkansız. 

 

Küresel yaşam tarzı, risklerle dolu. adeta virüs kaynayan windows sistemi gibi. binbir diyet, avuç avuç ilaçlar, stentler, ameliyatlar... Aldığınız bu antivirüs programları sağlık anlamına gelmiyor. Bir süre sonra virüsler yani riskler  nedeniyle bilgisayarınız yavaşlayıp kitleniyor yani tekrar hasta oluyoruz. 

 

Bilgisayarı formatlayıp yeni antivirüslerle donattıktan sonra yine virüslerle yani risklerle dolu ortama dönüyoruz. Küresel sağlık sisteminin yaptığı da işte bu : hastalıkla kirlenmiş balıkları son sistem teknoloji ve ilaçlarla temizleyip tekrar aynı kirli akvaryuma atıyor. Bu kirli ortamda hasta olmak kader.

 

Küresel anlayışın tartıştığı konu ; ilaçlı stent mi yoksa eriyen stent mi koyalım yani hangi antivirüs programını yükleyelim. Hastalıkları önleme hedefi, hastalıktan beslenen sistemi ilgilendirmiyor. Çünkü kimse bindiği dalı kesmek istemiyor. Uğruna kanlı savaşlar yapılan petrolden bile büyük olan hastalık sektörünün yaşaması, tekrar tekrar hasta olup tedavi olmanıza bağlı. Sadece ABD sağlık sektörü büyüklüğü 2.5 trilyon dolar. Bu dev sektör hasta olurken de tedavi olurken de yardımını esirgemiyor. Sigara, alkol, kola, fastfood, kimyasallar, katkı maddeleri, GDO...

 

Hastalıkları önlemenin bilimsel çözümü yok mu? Tabii ki var ama küresel yaşam tarzını dayatan küresel irade engelliyor. Çünkü yaşaması buna bağlı.

 

Hastalık üreten kirli akvaryumdan sağlıklı temiz akvaryuma,  mesela insanların yüz yıldan fazla yaşadığı Okinawa gibi sağlıklı bir akvaryuma resimdeki balık gibi uçmak imkansız ise, geriye tek çözüm kalıyor :

 

Yaşadığımız akvaryumun kirlenmesini önlemek. Bataklığı kurutmak yani her sefer virüs temizliği yapmak ise çözüm değil. Şimdi yaptığımız gibi sivrisineklerle mücadele hiç değil. Neden mi? Bütün kanalizasyon sistemi, bataklığa boşalıyor. Sağlık ve hayatımızı kirleten kanalları yok etmeden bataklığı nasıl kurutacaksınız? Ahlaksız medyadan içki sigaraya,  sağlıksız gıdalardan kirlenmiş çevreye kadar hastalık üreten her şey, yaşam tarzımızı bataklığa çeviriyor. Bunları önlemeden bataklığı nasıl kurutacaksınız? Kalp, damar, akciğer, böbrek hastalıklarından kansere, obesiteden diyabete salgın halini alan hastalıklarla uğraşırken her gün biraz daha batağa saplanıyoruz. Sigara içmeyin demekle oluyor mu? Mısır şekerini yasaklamadan obesite ve diyabetin önünü almak mümkün mü? Bataklık üreten yaşam tarzını önlemeden temiz bir akvaryum hayal. 

 

Bizi hasta eden virüslerle yani risklerle, bireysel olarak değil kurumsal olarak mücadeleden başka çıkar yol yok. Buna en güzel örnek : Apple bilgisayar işletim sistemi. Her çeşit virüsle kurumsal olarak ve sistematik olarak mücadele ederek bize risklerden uzak bir ortam sağlıyor. Yani Windows ta olduğu gibi antivirüs programı yüklemeniz gerekmiyor. Virüslerden yani risklerden uzak tamamem sağlıklı bir ortamda yaşıyorsunuz. Çünkü apple sizin adınıza hastalık üreten risklerle yani virüslerle mücadele ediyor. Bu yöntemin sağlıklı toplum için karşılığı : MİLLİ SAĞLIK AKADEMİSİ (MSA).

 

Akıllı ve bilimsel çözümleri kim bulacak? Riskleri ortadan kaldıracak akıllı ve bilimsel çözümleri MSA bulacak ve uygulayacak. Elinizde büyüteç sağlıklı gıda aramayacaksınız. Pencerede sokak sütçüsünü beklemeden soğuk zincirle sağlıklı süt elinize gelecek. Çocuklarınız dışarı da sağlıklı beslenecek çünkü her şey sağlıklı olacak. MSA bu sistemi kuracak. 

 

Bedensel, ruhsal, sosyal ve zihinsel yönden sağlıklı toplumu kurmak için medyadan eğitime tüm kurumları bu hedefe formatlayan MİLLİ SAĞLIK AKADEMİSİ gerekiyor. Bu akademiyi kim kuracak? Tabii ki SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ. Karıncayı incitmeyen sağlıklı toplumu yeniden inşa etmenin başka yolu yoktur. Bu sistem işleyinceye kadar bedensel, ruhsal, sosyal ve zihinsel hastalıklar içinde kıvranmaya devam edeceğiz. 

 

Hasta toplum üretemez, sürekli tüketir, bu ise ekonomiyi çökertir. Kirlenmiş bir toplum hastalıklar içinde kıvranırken milli gelirin milyon dolar olmasının zaten anlamı yoktur. Altından çanağın olsa, her gün içine kan kustuktan sonra neye yarar? İnancımızın hedefi her yönden sağlıklı toplumdur. Sadece bedensel sağlık değil. Ruhsal, sosyal ve zihinsel sağlık. Toplum, okuduğunu ve dinlediğini anlamıyor ise, zihinsel sağlığı bozuk demektir. Medyayı kaplayan her çeşit ahlak ve akıl dışı yaşantı zihinleri zehirlerken toplumu çürütüyor. Bu ortam akıl ruh sağlığımızı ve sosyal yapımızı bozuyor. Sağlıklı bir çevrede yaşamak insan hakkıdır yani kul hakkıdır. Anayasaya göre devlet, sağlıklı çevrede yaşamamız için her türlü önlemi alır, almalıdır. 

 

Bataklığı önlemek, kurutmaktan daha mantıklı ve bilimseldir. Sağlık ve sosyal güvenlikte yapılacak en büyük devrim, hastalık üreten bataklığı önlemek. Bunun yolu ise hastalıklı sistemi ve tıp eğitimini değiştirmekten geçer. Eğitim sistemi sağlık odaklı olmadan, yeni tıp fakülteleri ve sağlık okulları açmak sorunu çözmez. Bu görevi başaracak bir üst akla ihtiyaç duyuyoruz. Bu üst akıl ; Sağlık Bilimleri Üniversitesi olmalıdır.

 

Hastalık savaşını yönetecek 'Milli Sağlık Akademisi' gibi merkezi bir beyin olmadan bu savaşı kazanmak mümkün değil. Nasrettin Hoca gibi testiyi kırmadan önlem almak gerekiyor. Batı ülkelerinde hastalıkları önleyen, 'Önleyici kardiyoloji, Önleyici tıp' bilim dalı ve uzmanları var. Halk sağlığı enstitüleri ve fakülteleri var. Görevleri toplumu hastalıklardan korumak. 

 

Teknoloji, koyunlara kalp hızına duyarlı çip takmış, vahşi hayvan görünce korkudan kalp hızı artıyor, çobanına kurtar beni baba diye mesaj atıyor. Tehlike anında, takılan çipten çobanına mesaj atarak koyunları bile koruyan bir dünyada, insanımızı koruyan benzer bir sistemi neden kuramıyoruz? Fırat kenarındaki koyundan bile Hz. Ömer’i sorumlu tutan inancımız, insanı koruyan bu sistemi kurmayı emrediyor.

 

Kötülük ve hastalığın çaresi önlemektir. İslamın, aklın ve bilimin gereği budur. Geleceği planlarken kötü sonuçlarla uğraşmak yerine, bunları oluşmadan önlemek gerekir. Hastalıkları önleme ve sağlığı koruma savaşı ciddi bir şekilde yapılırsa, hasta sayısı hızla azalacak ve toplum sağlıklı olacaktır. Bilimsel veriler çok açıktır.

 

Üstün hekimler hastalıkları önler,  vasat doktorlar hastalıkları erken teşhis ve tedavi eder, diğerleri ise hastalıklardan yarar sağlar.

(Huang Dee, 4600 yıl önce, Çin’in ilk tıp kitabı).

 

 



Bu yazı 1,353 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,134 µs