En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
4 Ekim 2016

ÖZGÜRLÜK VE MODERN KÖLELİK



 Tüm yazılar için alttaki kutuyu tıklayınız

 

• Yunus Emre yüzyıllar önce şöyle diyordu: “Bir ben vardır bende, benden içeri”

 

• Benden içeri ben ; eline, diline, beline sahip ol dediği derin yönetimin sahibi derin irademizdi. Allahın yeryüzündeki halifesi olan insanın dış dünyaya hükmetmesinin yolu, önce kendine hükmetmekten geçer. Kendi hayatına sahip olamayan, başkasının oyuncağı olur. 

 

Derin irade; bizim özümüz, gerçek benliğimizdir. Bizim yaşam tarzımızın nasıl olacağı konusunda asıl kararı vermesi gereken en yüksek mercidir. Derin irade, derin yönetim sayesinde tecelli eder ve yaşam tarzına dönüşür. Yönetim, irademizi dışlayan dış dünyanın vesayetine bırakılmamalıdır. Hayat, sorumlu olduğumuz bir imtihandır. 

 

Derin yönetim; bizi bizim adımıza yönetmesi gereken bilgi işlem merkezinin kaptan pilotudur. Biz onun sayesinde uçarız ama uçuş planı bize aittir. Planı uygulayan kaptan, Alâeddin’in lambasından çıkan dev, Allahın lütfudur. Emirleri biz verirsek bizim için çalışır. Ancak bu durumda inandığımız ve istediğimiz gibi yaşarız. Özgürlük, yönetimin biz de olduğu bir hayattır. Başkasının yönettiği bir hayat bizim hayatımız olamaz. İrademiz kenara çekilirse, sihirli dev eski yazılımlara göre yani daha önce dış dünyadan yüklenen bilgilere göre haraket eder. İnandığımız gibi yaşayamazsak, yaşadığımız gibi inanmaya başlarız. Reklamlardan, dizilere kadar dış dünyanın yüklediği yazılımların kölesi oluruz.

 

• Yüce Allah en gelişmiş bilgisayar olan beynimizi, emrimize vermiştir. Allah istemiş olsa, yasak olan eylemlerin hiçbirini yapamazdık. Bizi uyarmış ama özgür kılmıştır. Özgürlüğün yolu, taşıdığımız bedeni yönetecek tüm karar ve yazılımları kendimizin yapmasından geçer. Hayatımızı, empoze edilen hayatın akışına bırakma, direnmeden akıntıyla yüzme kolaylığı zevkli olsa da, irademizi devretme anlamına gelir. Bu kısa süreli devirler alışkanlığa dönüşürse, bağımlılık kaderimiz olur. Bağımlılığın, başkasının emrine girmekten yani vesayetten hiçbir farkı yoktur. Yönetemeyen, yönetilir. Boşluğu hemen yabancı yazılımlar doldurur. Modern kölelik yani küresel vesayet böyle başlıyor. Allahın özgür olmamız için verdiği sorumluluk ve iradenin körü körüne üstteki bir güce devredilmesi, şeytanın esaretine girme yani şirk anlamına gelir. Özgürlüğünü devreden kimse Allahın halifesi olamaz. Sorumlu olanın kendimiz olacağını unutmayın.

 

• Yaşam tarzını sürdüren zihnimizdeki yazılımlar olduğuna göre, bu yazılımların nasıl olacağı konusunda asıl kararı vermesi gereken sorumlu merci, milli iradedir. Dış dünyadan sızarak irademizi ele geçiren ve bizi yönetmeye çalışan yaşam tarzı yazılımları ise küresel iradenin yansımasıdır. Yönetimin dış dünyanın eline geçmesi halinde yönetim, dış dünyanın talimatlarına göre çalışır. İrademiz dışında yapılan her şey, onun görünmeyen eline geçtiği için ‘elimde değil’ diye sızlanır dururuz. Sigaradan alkole bağımlılık böyle gelişiyor. Derin iradeye sızan virüsleri temizlemeden bağımlılıktan kurtulamayız. 

 

Alaaddin’in sihirli lambası  

 

• Lambadan çıkan ve emrimize hazır bekleyen dev, yaşam tarzımızı bizim isteklerimize göre düzenler, bize yardımcı olur. Hayatı kolaylaştırmak için sürekli ve otomatik olarak çalışır. Kendimizi bir taşıt kullanırken hayal edelim. Ne yapıyoruz? Klasik müzik veya haberleri dinlerken, yanımızda oturan arkadaşımızla sohbet ediyor, arada bir çalan cep telefonuna cevap vermeye çalışıyoruz. Çevrede gördüğümüz manzaraları, insan ve taşıtları izliyor, bazen anormal tepkiler veriyoruz. Bu sırada taşıtı kim kullanıyor dersiniz? Biz keyfimize bakar, başka şeylerle uğraşırken direksiyonu sağa sola kim çeviriyor, gaza veya frene kim basıyor? Hızlanan veya yavaşlayan, kırmızıda duran, yeşilde geçen kimdir? Tabii ki derin yönetimi idare eden otomatik pilottur. Bu çeşit yönetime can kurban. Çünkü yetkiyi bilerek biz veriyoruz..

 

• Eğer yanlış ve zararlı alışkanlıklara yol açan virüslü programlar Truva atı gibi derin yönetime sızmış ve yerleşmişse trafik canavarı olmayı kimse engelleyemez. Kırmızı ışıkta geçer, aşırı hız yapar, her türlü kuralı ihlal eder, ‘trafik canavarı olmayın’ uyarılarına güler geçer. Aynı kişi çok sıkı yaptırımların uygulandığı başka bir ülkede ise birden değişecek, her kurala en ince ayrıntısına kadar uyacaktır. Bu keskin değişimin sırrı, antivirüs ceza programıdır.

 

İnsanları yöneten iki derin işletim programı vardır:

 

• Birincisi, hücrelerden organlarımıza kadar tüm biyolojik yapımızı düzenleyen genetik programlar. Konumuz bu değil.  

 

• İkincisi de dış dünyadaki yaşantımızı düzenleyen yaşam tarzı programları.

 

Nasıl yaşayacağımızı belirleyen temel işletim programlarının kod adı niyettir.

 

Niyeti kimin yaptığı çok önemlidir.

 

• Kendimiz yaptığımız ölçüde özgür, bağımsız ve gelişmiş insan oluruz. Derin yönetim bizim irademiz altında olur. Düşündüğümüz ve niyet ettiğimiz gibi yaşarız. Davranışlarımız niyete göre şekillenir, taşıdığımız bedeni biz yönetiriz. Bunun aksi özgürlüğün kaybıdır, modern köleliktir.

 

Bu açıdan insanlar ikiye ayrılır;

 

• Birincisi, kendini yönetme konusunda tam bağımsız ve özgür olan, varlığı üzerinde tam bir hâkimiyet sağlayan, eskilerin deyimiyle eline, beline, diline sahip olan kâmil insanlar.

 

• İkinci grup ise, kendini yönetme konusunda bağımsızlık ve özgürlüğünü kısmen veya tamamen dış dünyaya ve dış dünyanın kışkırttığı nefsine devreden yani, nefsinin esiri olan sıradan insanlar.

 

Niyeti biz yapmazsak ne olur?

 

• Niyeti biz yapmazsak başkaları yapar ve davranışlar bu niyete göre yeniden şekillenir. Yönetim boşluk kabul etmediğinden otomatik pilot devreye girer. Derin yönetime derin irademizce verilen talimatılar yoksa, dış dünyanın oluşturduğu sanal yönetmen yani otomatik pilot yönetimi devralır. Bu durumda derin yönetim, dış dünyadan her saniye beynimize akan bilginin oluşturduğu yeni yönetime devredilir. Taşıdığımız bedeni, medya dediğimiz dış dünyadan beynimize Truva atı gibi sızan virüsler yönetmeye başlar. Özgürlük ve bağımsızlığın kaybolduğu, zihinsel esaretin başladığı an işte bu andır. Bu esaretin yansıması, her türlü bağımlılık karşısında ‘iradem yok, elimde değil yapamıyorum’ diye sızlanmaktır.

  

Düşündüğümüz gibi yaşayamazsak, yaşadığımız gibi düşünmeye başlarız. Sonuçta, ya biz dış dünyayı yönetiriz ya da dış dünya bizi. Hayat tarzımız da buna göre tezahür eder. Bu kural en basit bireyden gelişmiş toplumlara kadar geçerlidir. Özgürlük ve bağımsızlığı sinsice yok etmenin en ucuz ve kolay yolu zihinsel işgaldir. Bugün küresel medyanın yapmaya çalıştığı uzaktan kumandalı, mikroçipli insan projesi işte budur.

 

Kritik soru: Nasıl bir insan olmak istiyorum?

 

• Bu soruya vereceğimiz tarihi karar, yaşam tarzını belirleyen en önemli faktördür. Televole dünyasında insanlar karar verecek düşünce ve iradeyi dış dünyaya terkettiği için, nefsinin esiri, kötü alışkanlıklara bağımlı bir toplum ve yaşam tarzı oluşuyor.  Neden mi?

 

Gördüğümüz, duyduğumuz, yaşadığımız her şeyin beynimize kaydedildiği bir girdisi vardır, bir de çıktısı. Çıktısı yaşam tarzıdır. Beynimiz, dış dünyanın yaşam tarzını kopyalayıp temel işletim programına dönüştüren, sonra da bu programı tekrar hayata yansıtan mükemmel bir bilgisayardır.   

 

• İnsan beyninin bilgisayardan farkı, yaşadığımız her çeşit bilginin beyne girerken kendi yöneticisini birlikte oluşturmasıdır. Bilimsel değerlendirme ve antivirüs programı, aile veya eğitim sistemi tarafından beyinlere yüklenmiş ise, giren bilgileri süzgecimizden geçirir, bir nevi virüs kontrolü yaparak kaydederiz. Beynimize giren her çeşit bilgiyi ve bu bilginin oluşturduğu yöneticiyi kontrol altına alırız. Yunus Emre bu yeteneği kazanmak için yıllarca odun taşımıştır.

 

Önemli olan, eğitimin kullandığı yöntemlerden çok hedefidir. Milli olmayan eğitim, yabancı değerleri yüklerken zihinleri köreltiyor, bilimsel düşünmekten, idrak ve muhakeme etmekten, sorun çözmekten aciz robotlar imal ediyor. Eğitime harcanan milyarlarca dolarla kendi kendimizi esir alıyor, modern sömürge oluyoruz. Yabancı kolejlerde okuyan gençlerimiz dahil eğitim sistemi küresel sistemin çıkarlarına uygun robot devşiriyor. Hindistanda bir asır önce yapılana benzer modern köle yetiştiren ezberci, teste dayalı, dersaneci, fetöcü eğitim yerine, zihinleri geliştiren, bilimsel düşünceyi ve milli değerleri formatlayan eğitime geçmeliyiz.

 

• Bilginin fikre, niyete, karara, programa ve yaşam tarzına dönüşmesi, bizim denetimimiz altında olmalıdır. Aksi halde beynimize akan bilginin oluşturduğu yeni yöneticinin yönetimi ele geçirme, derin iradeyi uyuşturma ve devre dışı bırakma riskiyle karşılaşırız. Yani dış dünyanın sanal yönetmeni, sinsi bir darbeyle irademizi ele geçirmiş olur. Bu sinsi darbe, insanları başkasına çalışan köleye çevirir. Özgürlükleri katleden bu zombileştirme yöntemi çağımızın en büyük felaketidir. FETÖ olayı budur. İSİD olayı budur. Ruhunu şeytana satanlardan her kötülüğü bekleyin. 

 

İslam aleminin kan revan içinde sürünmesinin nedeni, özgürlüklerini din adamı kılığındaki küresel şeytanlara devretmesidir. Churchill’in İslam ülkelerini sömürmede övündüğü zombileştirme yöntemi budur. Herkesin hayret ettiği nokta, kelli felli insanların nasıl zombileştiği ve iradesini salya sümük tiplere nasıl devrettiğidir. Allahın verdiği özgürlükleri küresel şeytana devrettiğiniz an, iradenizin yok olduğu andır. Cehenneme giden yol, vesayetin ve esaretin taşlarıyla döşelidir. Halkını tanklarla ezen, bombalar yağdıran, ülkesine ve milletine hainlik eden, devletini yıkmaya çalışan zombiler, ruhunu şeytana satanlardır. Küresel şeytanın hedefi zombileşen bir dünya. 

• Şeytan ayrıntıda gizli. Bütün dert ve sıkıntıların yok olduğu zevk sefa dolu bir dünya, şeytanın yemi. Reklamlar, bizi bağımlı yapan zehirleri altın kadehte sunuyor. Şeytanın mehdileri bu sahte cennetin aptal yolcularını topluyor. Her çeşit bağımlılık özgür iradeyi yok ediyor. Sigara ve benzerlerinin zararlı olduğunu bile bile ‘elimde değil’ diye sızlanıp içiyoruz. Özgürlük maskesi altında sağlık ve hayatımızı tüketen kötü alışkanlıklar, bizi bağımlı hale getiriyor. İşte bu yüzden bu yüzyılda 1 milyar insan sigaradan ölecek. Hiçbir savaş ve terör böyle bir felakete eşdeğer değil. Uyuşturucudan daha tehlikeli olan bu soykırım küresel şeytanın eseri. Zihnimizi ele geçiren ve bizi düşünemez hale getiren virüsler yüzünden bu felaketi seyrediyoruz. Milyonlarca insan önlenebilir nedenlerden ölüyor. Ülkemizde ölümlerin % 86sı önlenebilir ama... 

KAYNAKLAR 


1.
21. YÜZYILDA BİR MİLYAR KİŞİ SİGARADAN ÖLECEK.   http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2015/03/150319_sigara_olum

2.
Yılda 372 bin kişi pisi pisine ölüyor.  http://arsiv.sabah.com.tr/2005/07/24/gun101.html

3. Yeşilçimen K: Hastalık Üreten Yaşam Tarzımız Nasıl Değişir. Hayy kitap, 2006

4. Erişkin diyabetli sayısı 1990'da 1 milyon. TKD Arşiv 2000; 28: 20-26.

5.
Kalp krizi ölümlerinde Avrupa'nın zirvesindeyiz.  http://www.turkiyegazetesi.com.tr/saglik/58911.aspx

6.
Vasküler risk çalışmasının sonuçları açıklandı. http://www.sdplatform.com/Haberler/Haberler/2510/Vaskuler-Risk-Calismasinin-sonuclari-aciklandi.aspx

7.
Türk Kardiyoloji Derneği Ulusal kalp sağlığı raporu ��" 2007

8.
'Happy' kalp yetmezliği araştırması. http://www.medimagazin.com.tr/medimagazin/tr-kardiyologlar-istanbul8217da-toplandi-676-405-6680.html

9.
Yapay kalbin trilyonlık faturasını devlet ödeyecek. http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1180238&title=400-bin-euroluk-yapay-kalbin-bedelini-artik-devlet-odeyecek

10.
TURDEP-1 ve TURDEP-2 (2010) HEM BEL HEM KALÇA BÜYÜYOR.  http://www.milliyet.com.tr/turk-insani-genisliyor--diyabet-artiyor----pembenar-detay-sagliklibeslenme-1301390/

11.
Türkiye'de şişmanlık ve diyabet alarmı! http://www.sagliktagundem.com/haber/turkiye_de_sismanlik_ve_diyabet_alarmi.htm

12.
Hastalıkların maliyeti 47 trilyon doları bulacak. http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/dis-haberler/tr-hastalklarn-maliyeti-47-trilyon-dolar-bulacak-1-76-37482.html

13.
Sigaraya yılda 15 milyar dolar harcıyoruz.  http://www.ntvmsnbc.com/id/25101255/

14.
SAĞLIK HARCAMALARI 9 YILDA 8 KAT ARTTI.
http://www.medimagazin.com.tr/hekim/sgk/tr-saglik-harcamalari-9-yilda-8-kat-artti-2-18-34892.html

15.
http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-dunya-saglik-harcamalari-127-trilyon-dolara-cikacak-1-11-65015.html

16. SAĞLIK HARCAMASI 12 YILDA 16 KAT ARTTI. http://www.bugun.com.tr/saglik/saglik-harcamalari-71-milyar-artti-haberi/206471

17.
KAÇAK SİGARA TERÖRÜ FİNANSE EDİYOR.  http://www.milliyet.com.tr/kacak-sigaranin-para-trafigi-gundem-2058743/

18.
Kanada'da 58 milyarlık Sigara Davası. http://www.milliyet.com.tr/kanada-da-58-milyar-lik-sigara-davasi/gundem/gundemdetay/09.06.2012/1551346/default.htm

19. http://www.medimagazin.com.tr/medimagazin/tr-kalp-damar-hastaliklarinin-tedavisi-ve-korunmasi-yetersiz-kaliyor-olum-vakalari-artiyor

20. http://www.medimagazin.com.tr/ilac-sanayi/genel/tr-ilk-9-ayda-ilaca-195-milyar-euro-harcandi

21. http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-ilacin-devlete-faturasi-artiyor

22. 230 milyar lira ''duman'' oldu.   http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=

23. 1999'da ABD'de sigara şirketleri sağlık masrafları için 25 yılda 246 milyar dolar ödemeyi kabul etti  

http://gundem.milliyet.com.tr/kanada-da-58-milyar liksigaradavasi/gundem/gundemdetay/09.06.2012/1551346/default.htm 

24. 30 YIL SONRA TÜM TÜRKİYE DİYABET OLACAK : http://www.medimagazin.com.tr/hekim/genel/tr-30-yil-sonra-tum-turkiye-diabet-olacak-2-12-65643.html

25.  Böbrek hastalığında dünya şampiyonuyuz.  http://bizimsaglik.com/bobrek-hastaliginda-dunya-sampiyonuyuz/458/ 

Tüm yazılar için alttaki kutuyu tıklayınız



Bu yazı 1,466 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,134 µs