En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
9 Haziran 2016



 

KÜRESEL KÖYÜN KÖPEKLERİ : SÖMÜRGE AYDINLAR

Küresel çıkarların bekciliğini yapanların görevi, en ufak tehdit olduğunda hemen tepki göstermektir. Hemen toplu olarak havlamaya başlarlar. Bu toplu sesi duyduğunuzda bilin ki küresel çıkarlar riske girmiş, birileri küresel ahtapotun kuyruğuna basmış demektir. Küresel ahtapot, dünyaya sömüren ve kana boyayan canavarın adıdır. Bir avuç oligarşinin geliri, dünyanın yarısının gelirinden fazla. Bu oligarşi, bu sömürüyü nasıl gizliyor ve çıkarlarını nasıl savunuyor zannediyorsunuz?  Küresel köyün köpekleri olan sömürge aydınlar yoluyla. Bunlar suni gündemlerle dikkatleri başka yöne çekiyor, kendi devletlerini suçluyor, etnik ve dini çatışmalarla  dünyayı meşgul ederek küresel sömürüyü gizliyor.  Kadına şiddete kadar her türlü çatışmayı doğuran sosyo-ekonomik sorunları yaratan ve sonra da bunları çözme bahanesiyle İstanbul sözleşmesi gibi dayatmalarla aile  kurumunu yıkan, milli gelenek ve değerleri zihinsel savaşla yok eden kim? Küresel efendileri petrol, doğalgaz, değerli madenler için dünyayı talan eder, kan revan içinde bırakır fiyatları keyfince belirlerken, küresel köyün köpekleri benzine zam yapıyor vergi alıyor diye devletimizi suçluyor. Halbuki ABD dahil bir sürü devletin küresel oligarşiye borcu 260 trilyon dolar. Bu borç kime? Devletleri sömüren kim, bundan bahseden yok. Sömürge aydınların görevi bu sömürüyü gizlemek, düğmeye basılınca havlamak. Faiz, döviz, borsa spekülasyonuyla trilyonlarca dolarlık acımasız küresel sömürüye tek laf eden yok. Küresel köyün köpekleri işte bu bir avuç oligarşinin çıkarları için havlıyor. Sömürge aydınları küresel çıkarların sürekli havlayan finosu. Son yıllarda havlama sesinden etrafta olup biteni duyamaz olduk. Her hareketinize hemen tepki veriyorlar. Demek ki küresel çıkarlar tehlikede.

Son 30 yılda internet ve kolay ulaşım dünyayı küresel köye, sömürüyü de akıl oyununa çevirdi. Alkol, sigara, uyuşturucu, kumar, fastfood, kola, sağlıksız gıdalar, GDO, kimyasallar… petrol, silah, teknoloji, medya, işgal, terör… yoluyla gaspedilen trilyonlarca dolar, küresel köyü yöneten güce dönüştü. Küresel çıkarları koruma işini ise sanal zincirlerle üzerimize salınan sömürge aydınlar yapıyor. Bunların görevi, dünyayı sömüren küresel ve yerel oligarşiyi gizlemek, yıkmak istedikleri milli devletleri sömürünün sebebi göstermek. Dünyayı sömüren 62 aile ve bunların kontrolündeki emperyalist ülkeler, zihinsel genlerini değiştirdiği aydınları çıkarlarını koruyacak yaratıklara dönüştürdü. İşgal ettikleri ülkelerden gasbettikleri bedava petrolü, fahiş fiyata satarken, buldoglarına verdikleri görev ; kendi devletlerini sömürgeci diye suçlamak. Faşist ve diktatör devlet lafları ise, küresel sömürüyü gizlemek için. Küresel ağaların sanal finoları, buldogları, pitbulları sömürüye karşı çıkanlara saldırmak için hazır bekliyor. Zihinsel ve sosyal her türlü terörün arkasında ve önünde bunlar var.

Dünyadaki sömürü düzenini anlamadan Türkiye ve dünyadaki olayların perde arkasını göremeyiz ama sömürge aydınlar görmek istemez. ABD, Fransa, Çin, Ortadoğu...  olup bitenleri anlayamayız ama küresel zombiler anlamak istemez. Dünyadaki yoksulluk, işsizlik, açlık, kıtlık, küresel ısınma ve sömürü kimin eseri? Küresel ısınmanın sigortası olan Brezilyanın yağmur ormanlarını talan eden kim? Bir asırdır kanlı enerjiyle karbon emisyonunu artıran kim? 4 milyar insanın gelirinden fazlasını kaç aile sömürüyor? Aile sayısı artarken sömürü oranı da artıyor. Trilyon dolarları basan, paraya yön veren, süpergüçlere bile borç ve emir veren bunlar. Devletlerin bunlara 260 trilyon dolar borcu var. Vietnamdan Cezayire devletler eliyle emperyalizmi organize eden bunlar. Bize Akdenizde ne işiniz var diyen bunlar ve uzantıları. Dış güç neymiş diyenler bunların adamları. Bunlar petrol doğalgaz madenler için dünyayı kana boyuyor, fiyatları belirliyor, adamları da benzine niye zam yaptın diye devlete saldırıyor. 

Milyarlarca insanı açlık, susuzluk ve savaşlarla günde 2 dolara mahkum eden, sonra da yardım tezgahıyla  Afrikanın gariban halkını aşılarla, GDOlu gıdalarla kısırlaştıran bir avuç oligarşi. Sömürü ve yoksullukla mücadele etmesi gereken solun genlerini değiştirip sömürünün aracı yapan bunlar. Sömürüye karşı çıkan iktidarları devirmek için, muhalif hareketleri demokrasi, özgürlük, insan hakları masalıyla organize eden, darbeleri yaptıran, vesayet ve sömürü sistemini kuranlar, kimin daha iyi havlayacağını çok iyi biliyor. Petrol ve sömürü için dünyayı kana boyayan, devletleri borca bağlayan kim? Faiz, döviz, altın, borsa spekülasyonuyla dünyayı sömüren, sonra da halkı devletine zam yapıyor vergi alıyor diye kışkırtan kim? 

Siyaset, STK, medya, sendikalar, Dünya Bankası, FED, İMF, BM, Fox... aklınıza gelen her türlü kuruluş bunların kontrolünde. En son Biden olayında bunu gördük. Venezuella, Türkiye dahil sömürüye taş koyan milli liderleri devirin diye küresel şebekeye emir veren kim? Çevreyi kirleten, küresel ısınmayı başımıza bela eden, sonra da küresel ısınma ile mücadele ediyor görünen kim?

İç ve dış savaşlar çıkaran, terör kaos ve krizlerle sömürüyü gizleyen, terör örgütlerini kuran, besleyen kim? Hastalık ve kötülük üreten yaşam tarzıyla dünyayı ve insanı önce hasta eden, sonra da çözüm diye trilyonlarca dolarlık sömürünün kurbanı yapan kim? Dünyadaki biyolojik savaş ve virüs araştırma laboratuvarlarına milyarlarca dolar yatıran kim? Bunlar şimdi virüsü kullanarak dijital devrim, yapay zeka ve robot teknolojiyle işsizlik ve yoksulluğa mahkum ettiği kitleleri, devletleri yıkmak için kışkırtıyorlar. Milli irade Türkiye için ölüm kalım savaşı yaparken takoz olan çatlak sesler küresel düşmanın piyonudur. Devlete, milli iradeye, milli değerlere, milli çıkarlara sürekli saldıran bu piyonların küresel sömürüye karşı çıktığını hiç duydunuz mu?Çağımızda aydının tarifi nasıl olmalıdır? Aydın; toplumun, çevrenin, ülkenin, dünyanın sorunlarına kafa yoran, bilimsel çözümler üreten ve çözüm için elini taşın altına koyan insandır. Köy kahvesi de çözümler üretir ama bilimsel olmaktan uzaktır. Bilim adamları kendi alanında bilimsel çözümler üretse de, elini taşın altına koymadıkça aydın olamaz.

Bilimsel çözüm; sorunlara duyarlılık, okuma, araştırma, engin bilgi birikimi, sorgulama, öngörü, gözlem, analiz, sentez, tebliğ demektir. Herkes keyfine bakarken elini taşın altına koymak aydın olmak için yetmez, dürüstlük, cesaret, fedakarlık ve ilkeli bir yaşam ister. Uşak ruhlu satılık insanlar halkı aydınlatamaz. Aydın, kimsenin etkisi altında kalmadan özgürce fikir üreten ve toplumun hayrına çalışan insandır. Peki bizim aydınımız böyle mi? Çoğu aydınımız, başkasının ışığını yansıtan ayna, çünkü beynindeki jeneratör yabancı, kimin kültürünü yansıtıyorsa onun çıkarlarına çalışıyor. Bize faydası yok, sadece zararı var.

Emperyalist güçlerin zihinlerini sömürüp devşirdiği ve dünyayı sömürmek için kullandığı bu aydın tipine sömürge aydını diyoruz. Bunlara kısaca batı uşağı da diyebilirsiniz. Küresel ahtapotun yaptığı zihinsel soykırımın eseri olan bu sömürge aydınların görevi küresel çıkarları savunma. Zihinlerindeki sömürü yazılımı nedeniyle, ülkelerini de sömürge haline getirmek için uğraşırlar. Beynindeki yazılım milli olmadığı için, sömürge aydınlar yabancı çıkarların tercümanıdır. Çünkü küresel eğitim sisteminin zihinlere yüklediği yazılım da, bilgi de küresel olduğunu hatırlatalım. Bu yüzden yüklenen bilgiler işe yaramıyor, sorunları daha karmaşık hale getiriyor. Duyarlı olması gereken insanımızı, dünyadaki vahşet ve sömürü karşısında duyarsız hale getiriyor. Yüklenen gereksiz bilgi yüzünden beyinler şişmiş, yavaşlamış, çalışmıyor.

Modern sömürü için kullanılan devşirme yöntemi sömürü sisteminin kalbidir. Yabancı kolejlere yüzbinlerce dolar ödeyen halkımız, bu kolejlerde yabancı çıkarlar için devşirilen çocuklarını kendi elleriyle yabancılara hediye ediyor. Bu yerlere milli format atılması gerekiyor ama sömürü ve vesayet cephesi hemen itiraz ediyor. Eğitim sistemini ve bilim dünyamızı kanser gibi saran bu devşirme sisteminin amacı, ülkeyi yabancılara muhtaç pazar haline getirmek. Bu devşirme aydınlar ansiklopedi gibi ama sağlık ve hayatının sorunlarını çözemiyor, yabancıdan medet umuyor. Sömürgeci ülkelerin 1812de yabancı kolejler açarak başlattığı savaşın hedefi sömürge aydınların yetiştirilmesi. Robert Koleji kuran papaz Cyrius Hamlin, Fatih İslamiyeti İstanbula nereden soktu ise, bizde hristiyanlığı oradan sokacağız diyen zihniyet, bu kolejlerde ve bunların devamı olan üniversitelerde batı adına Türkiyeye yön veren onbinlerce devşirme yetiştirdiler. Sömürü ve vesayeti kurgulayan ve yürüten kadrolar bu sistemin ürünüdür. Ülkelerin kaderi bu yöntemle çiziliyor. Acı ama gerçek. 

Bu halkına yabancılaştırma nedeniyle sömürge aydınlar kendi sorunlarını okumaz. Okumak; olayların, sorunların perde arkasını anlamaktır, kıraat etmek, göz gezdirmek değildir. Bu aydınlar araştırmaz, düşünmez. Duyduğunu basma kalıp tekrarlar. Bir asırdır söz edilen ; Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar. Peki ne oldu bu canavara? Merak etmez. Etse, bu tek dişi kalmış canavarın tek dişiyle bile koca Osmanlıyı parçaladıktan sonra bir asırdır sömürdüğünü, sürekli sömürerek koca bir dinazora dönüştüğünü görürdü. Görse, üç asırdır Afrika'dan Asya'ya, Çin'den Hindistan'a, İslam ülkelerine, Kızılderililere, zencilere kadar tüm dünyayı vahşi bir şekilde sömüren ve kılıçtan geçiren vahşi batının peşinden koşmazdı. BM denen ucubenin bu sömürü düzenini temsil ettiğini görür, 5 daimi üyesi arasında niye bir tane bile İslam ülkesi yok diye karşı çıkardı. Bunların insan hakları, demokrasi ve özgürlük gibi fiyakalı laflarına kanmayın. Bu ezberler ülkeleri sömürmek için kullandığı klasik yazılımdır. Önce etnik ve dini çatışmalarla terör ve kaos yaratır, sonra da bu masallarla sömürü düzenini kurar. Iraktan Libyaya kadar yaptıkları bu : 3S yani Seni Sana Öptürürler. Arakandan Uygurlara, İraktan Afganistana, Suriyeden Bosnaya... Müslüman ve Türk alemine emperyalizm ve vesayet terör örgütleri tarafından soykırım yapılırken satılık aydınlar bu zulmü gizlemek, sömürü cephesini korumak için sürekli İslama, müslümanlara  saldırıyor. Sanki dünyayı kana boyayan ABD değilmiş gibi vahşeti saptırıyor, devşirme terör örgütlerini suçlarken bunları çocuk yaştan itibaren alıp devşiren vahşi batıyı gizliyor. Sömürgeci batının sözde aydın çomarlarına verdiği talimat şu : Küresel plana karşı çıkanları diktatör ilan edin, devşirme terör örgütlerinin vahşetini sergileyin, zihinleri bunlarla meşgul edin ki sömürgeci batının vahşeti gizlensin. Iraktan Afganistana kadar İslam ülkelerini işgal eden kim? Asırlardır İslamı saptırmak için İslam dışı tarikat ve cemaatleri, Vahhabi ve selefi gibi sapık yapıları besleyen yapı, bunları sanki kendi kurmamış gibi bunlar üzerinden İslama saldırıyor. Sömürge aydınların görevi, İslamı gözden düşürmek, müslümanları vahşi göstermek, sömürgeci vahşi batıyı temize çıkarmak.

Bu aydınlar düşünmez. Düşünse, tek dişi kalmış canavarın borsa, faiz, döviz oyunlarıyla, işgallerle, baskıyla, darbelerle, terörle, kaosla, iç savaşla insanlığı yutan dinazora dönüştüğünü anlardı. Anlasa, IMF, Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Bankası, OECD, G8, Bilderberg, Davos, Avrupa Konseyi gibi kurumların dinazorun keskin dişlerine dönüştüğünü, avlarını bu dişlerle parçaladığını görürdü. Görse, modern sömürü çağında bir avuç oligarşinin, gücünü ve aklını Piyasa tanrısının görünmeyen eliyle gösterdiğini bilirdi. Bilse, piyasa tanrısının ödül ve ceza sistemiyle ülkeleri ve halkları terbiye edip hizaya getirdiğini anlardı. Anlasa, bu akıl oyunuyla dünyanın nasıl sömürüldüğünü idrak ederdi. İdrak etse, peşpeşe yapılan ve ülkemizi güç duruma düşüren dinazor operasyonlarına alet olmazdı.

Peşpeşe operasyonlarla adeta iç organlarımız boşaltılıyor, bu aydınlar alet oluyor. Kutsal değerlerimize, dinimize, diyanetimize yapılan saldırılar bir operasyon. Etnik, dini, tarihi ve kültürel ayrıştırma ve kışkırtmalar bir operasyon. Bir anda ülkede iç savaş oluyormuş görüntüsü veren ve bize milyarlarca dolara patlayan olaylar, terör ve kaos bir operasyon. Adamlar haftalar öncesinden canlı yayın araçları ve otelleri kiralıyor, saatlerce kesintisiz canlı yayınlarla ciğerimizi söküyor, iç ve dış imajımız sıfır oluyor, bizim satılık aydınlar küresel senaryoda baş rolde. Verilen mesaj şu : İtaat etmezseniz, Mısır gibi, Irak gibi, Suriye gibi olursunuz.

Bu küresel ahtapotun aydın geçinen içimizdeki uzantıları da dış güçlerin uşağı olmuş, terör, kaos, iç savaştan medet umuyor. Başkentlerinde teröre çadır kuran zihniyet, bunların zihnine de çadır kurmuş, terörü tezgahlıyor. Sömürü düzeninin değişmesine tahammülleri yok. Ülke yönetiminin halkın eline geçmesini ve egemenliğin kayıtsız şartsız halkta olmasını istemiyorlar. Bu yüzden sözde aydın ve akademisyenler, milli iradeyi yıkmak için savaş çağrısı yaparken ağızlarından kan damlıyor. Resmen millete savaş açıyorlar.

Terörden kriz çıkarmaya kadar her türlü melanetin altında bunlar var. Gezi olaylarında gördük : Düşman adına milli iradeyi tasfiye edip devleti ele geçirmek için her yolu denediler. Küresel çıkarların köpekleri, 3. köprüyü, 3. havaalanını, Kanal İstanbulu yapmayın diye Milli iradeye baskı yaptılar. Türkiye soykırım yaptı bundan dolayı özür dileriz diye Ermenistana  mektup yazıp ülkemizi soykırım yalanıyla karaladılar. Hastaneler terör örgütleri tarafından bombalanır, ambulanslar kurşunlanır, sağlık çalışanları öldürülürken bu hainler terör örgütlerinin yanında yer aldılar. Terörle savaşan ülkemizin en doğal savunma hakkına karşı savaşa hayır kampanyası açarak terör örgütlerini korudular. 

Bunlar halkın seçtiği milli iradeye düşman. Bunlar milli iradeden öcü görmüş gibi korkuyor. Bu kanlı zihniyet, bu yüzden ülkeyi fitne ve nifak çukuruna düşürmek için elinden geleni ardına koymuyor. Bunların beslendiği modern sömürü düzeni  devam etsin, her yer anında sütliman olur. Ama kafesteki kuş Türkiye artık özgürlüğe uçuyor, durdurmak imkansız : 

İNSANSIZ HAVA UÇAĞI, ATAK HELİKOPTERİ, HÜRKUŞ, GÖKTÜRK UYDUSU, ALTAY TANKI, MİLGEM, MİLLİ DENİZALTI, MİLLİ FÜZE, MİLLİ AŞI, MİLLİ İLAÇ, ELEKTRİKLİ YERLİ OTO....

Ankaradan İstanbula 5 liralık elektrikle giderseniz, onca yabancı taşıtı ve petrolü kime satacaklar? Teknoloji ithaline bağımlı yapan Modern sömürü düzenini yıkan ve kötü kaderimizi değiştiren bu milli devrimi durdurmak artık imkansız. Terörden kaosa bütün sıkıntıların nedeni bu. Türkiye artık köklerinden koparılıp saksıya esir alınan, kurudukça sulanan, yeşerdikce budanan süs bitkisi değil.

Sömürge aydınlar Türkiyenin bu yükselişinden üzüntü duyar, küçümser, aşağılar, dalga geçer. Çünkü bunlar içimizdeki ecnebilerdir. Bilim ve teknolojide sömürüyü ve bundan beslenen yerli ve yabancı oligarşiyi tartışmak yerine, kişilerle uğraşır, insanların ailesiyle, kızıyla , oğluyla kafayı bozar, çamur atar. 100 yıl önceki soykırım yalanını diline dolar, 40 yıl önceki diplomayla uğraşır. Çünkü sömürge aydınının misyonu haysiyet cellatlığıdır. Ama dünyayı sömüren 62 aileyi ve ülkemizi sömüren yerli oligarşiyi çaktırmadan kollar, onları hayırsever ilan ederler. Çünkü sömürü silsilesi küresel iradeden bunlara kadar uzanır. Küresel iradenin tecelli ettiği yerel oligarşik yapılara, bunların eseri olan geometrik yapılara kadar dünyadaki gizli iktidarın en küçük atomu, sömürge aydınlardır. Paralelden üçgen yapılara, yuvarlaktan yamuk yapılara kadar temel yapıtaşı sömürge aydınlardır ama bunların çoğu bu yapının neresinde kullanılır bilmezler.

Sömürge aydınlar hem Atatürkçü geçinir hem de küreselci takılır ama Atatürkün hayatının küresel güçlerle savaşmakla geçtiğini bilmez çünkü işine gelmez. Bunlar solcu geçinir ama Sorozun turuncu devrimi için çırpınırlar. Soroz kapitalizmin babası, siz ne biçim solcusunuz demeyin, bunların genleri değişmiştir. Bunlar GDOlu solcudur, yani sol görünümlü kapitalist, serbest piyasacı. Bunların Kuvvacıyız dediklerine de kanmayın, IMF ve Sorozun askeri, Kuvvacı olur mu?Atatürkün askeri olur mu? Askerin palaskasını bile NATOnun verdiği muhtaç ve bağımlı Türkiye, bunların eseridir. Bunlar kendi iradesiyle, kendi ürettiği teknolojik silahlarla, AB ve ABD nin her türlü engel ve baskısına rağmen operasyon yaparak terörü kazımaya çalışan Türkiyenin mücadelesin de, terörün ve dış güçlerin yanında yer alırlar. Bunlar solcu bağımsızlıkcı takılır ama içimizdeki ecnebilerin hazineyi soyması sonucu yaşanan ekonomik krizde, küreselci Derviş ve IMF peşine takılır, sonrada utanmadan demokrasi edebiyatı yapar. Bunların beyinleri mukayese etmekten bile acizdir. Yüzde 7500 gecelik faizden yüzde 4 luk yıllık faizin ne anlama geldiğini bilmezler. Toplanan vergilerin % 86sı faize giderken bu oranın şimdi % 9a indiğini gizlerler. Aslında gizledikleri faiz lobisidir yani modern sömürüdür. 

Bu sömürge aydını sömürünün arka planını bilmez ve araştırmaz. Araştırmış olsa, kendilerini Anzak askeri gibi kullanan küresel oligarşinin, gizli ve açık işgalle aldığı petrolü 15-20 misli fazlasına satarak borsa, faiz, döviz oyunlarıyla dünyayı nasıl sömürdüğünü anlardı. Anlasa, 2 katı vergi alıyor diye kendi devletine saldırmak yerine, dünyayı sömüren küresel oligarşiye kafa tutardı. Bu genetiği değiştirilmiş satılık aydınlar sömürgecilere toz kondurmuyor ama kendi devletine faşist ve sömürgeci diye saldırırken ağzından kan damlıyor. Bunlarda zerrece akıl ve vicdan olsaydı, küresel sömürü düzeninde alkol, sigara, uyuşturucu, kumar, fastfood, kola, kahve, janjanlı gıdalar, GDO, kimyasallar, aşı, ilaç, petrol, taşıt, silah, uçak, bilişim, turizm, medya, telekomünikasyon yoluyla küresel  diktatörlüğe aktarılan trilyonlarca doları araştırırdı. Araştırmış olsa, modern sömürü sistemini  değiştirmek isteyen milli iradeye diktatör yalanıyla savaş açmazdı. Milli irade, milletin bin yıllık kültür ve değerlerini ve milli ideallerini temsil eden ve geleceğe taşıyan iradedir yani bunların asırlardır yok etmek istedikleri irade. Milli iradeye savaş açanlar, bu milletin verdiği imkanları sonuna kadar kullandılar, özgürce yaşadılar ama bir türlü milli olamadılar. Savundukları küresel çıkarlar ve küresel iradenin emirleri dışına çıkamadılar.

Bu sözde aydın ve akademisyen taifesi, batının elimize tutuşturduğu sakat gözlükle sorunları görmeye ve çözmeye çalışıyor. Sömürü dünyasının çıkarlarını korumak için gereken bu. Einstein ne diyor : Sorunu yaratan bakış açısıyla sorunu çözemeyiz. Bu sahte aydınların batı gözlüğü ile görebildiği Einstein'ın sadece uzamış saçları. Küresel ısınmayı önleyen Brezilya'nın dev ormanlarını vahşi batının yok ettiğini göremiyor. Görse, iki tane ağaç için kopardığı yaygarayı binlerce nükleer santral ve havaalanı için talan eden küresel amcalarına karşı yapardı. Dünyanın oksijenin çoğunu üreten deniz yosunlarını, hangi yaşam tarzının yok ettiğini bilemiyor. Dünyamızı, doğal çevreyi ve kaynaklarını hoyratça yok eden tüketici yaşam tarzının, küresel oligarşinin eseri olduğunu anlamıyor. Tek yaptığı kulağına söylenen küresel emirleri papağan gibi tekrarlamak, ülkemize hakaret etmek ve terörü desteklemek. Bunlar küresel köyün kavalcısı.

Bu yabancı uşakları acı gerçekleri görmez, duymaz, okumaz, anlamaz, konuşmaz : Bilim; sebep - sonuç ilişkisi kuran disiplinin adı ise, kötü kader gibi yakamıza yapışan sonuçları önlemenin yolu, sebepleri önlemekten geçer ama bilimin sadece lafını eder. Neden hasta topluma dönmüşüz görmez. Neden 70 yıldır ilaç ve aşıya milyarlarca dolar ödedik diye düşünmez. Niye Önleyici Tıp, Önleyici Kardiyoloji, Önleyici Kanser bilim dalları yok, neden Önleyici Halk Sağlığı Fakülteleri yok diye kafa yormaz, umurunda değildir. Şimdi bunlar birer birer hayata geçerken, Milli iradenin sağlıklı toplum için aldığı kararlara ve yaptığı güzel şeylere karşı çıkan, yaygara koparan bunlar değil mi? Alkol ve sigara içmeye özgürlük diyerek halkın sağlığını değil küresel çıkarları savunan kim? 

Milli iradeyi tanımayan bu zihniyet, köprüden baraja, bilimden teknolojiye her şeye karşı çıkıyor. Bunların derdi, sömürü düzeni devam etsin, ülkemiz geri kalsın. Bu düzeni değiştirmek isteyen milli iradeye savaş açmalarının nedeni bu. Bu yüzden Başkanlık sistemine ve Milli anayasaya karşı çıkıyorlar. Bunların çıkarları oligarşinin darbe ve vesayet sisteminde saklı. Bu yüzden sistemin değişmesini istemiyorlar. Halkçı geçiniyorlar ama halka güvenmiyor ve halktan korkuyorlar. Halkın seçtiği başımızın tacı diyemiyorlar. Halkın iradesine saygıları yok, bunlar jakoben. Halk bunlara göre zırcahil, daima yanlış yapar, en doğrusunu ise sadece bunlar bilir.

Bunlarda birazcık vatan millet sevgisi olsaydı, batının halkı birbirine düşürmek ve sömürmek için öğrettiği zehirli dille konuşmazdı. Bu sahte aydın ve akademisyenlerde birazcık insanlık olsaydı, insanlık düşmanı terör örgütlerine arka çıkmaz, bunları besleyen vahşi batıya lanet okurlardı. Bunlarda birazcık akıl olsaydı, Afrika'da birbirini doğrayan milyonlarca zenciye dağıtılan palaları, Saddam'a ve Esad'a kimyasal silahları, vahşi batının hediye ettiğini bilirdi. Bunlarda birazcık feraset olsaydı, İslam alemini vahşi batının bu aydın taifesini kullanarak sömürdüğünü görürdü. Zihinsel savaşla, paranın gücüyle, STK ları, vakıfları, sendikaları, sivil örümceğin ağındaki gizli örgütleriyle İslam ülkelerini nasıl kan revan içinde bıraktığını anlar, oyuna gelmezdi.

Bunlarda birazcık millilik olsaydı, Milli iradeyle bunu  yıkmaya çalışan küresel irade arasındaki savaşı görür, milli irade yanında yer alırdı. Bunlarda bir nebze özgür düşünce olsaydı, darbelerin neden yapıldığını idrak eder, SİSİ düzenine tavır alırdı. Bu aydınlar birazcık demokrat olsaydı, Vahşi batının darbe yaptırdıktan sonra, 'iyi polis - kötü polis' numarasıyla milli iradeye nasıl baskı yaptığını görür, 'biraz demokrat olun' diye batıdan hesap sorardı. Oysa darbeyi yaptıran batı bizim aydına demokrasi dersi veriyor, bizim aydın da ülkesini batıya şikayet ediyor hem de bir sürü para verip işgalcilerin gazetelerinde... Özgürlük, bağımsızlık, demokrasi ve insan hakları önündeki en büyük engel, darbeler yaptıran vahşi batı değil mi? Bu sahte aydınlar da, ikiyüzlü batının uşağı.

Bunlarda biraz feraset olsa küresel ahtapotun kolları trilyon dolarları nasıl sömürüyor görürdü. Morfinli diziler halkı nasıl aldatıyor, uyutuyor bilirdi. Batının halkın arasına nasıl nifak ve fitne soktuğunu anlar, bunlara alet olmazdı. Vahşi batının tezgahladığı etnik ve mezhep savaşlarıyla, İslam alemi ve Afrikanın nasıl sömürüldüğünü, bilim ve teknolojide 57 İslam ülkesinin doğal kaynaklara rağmen bir İtalya etmediğini idrak eder, bu oyunun piyonu olmazdı. Modern kölelik düzenini ve hastalıklı yaşam tarzını, deli gömleği gibi dünyanın ve insanlığın üzerine, uşaklığını yaptığı anlayışın nasıl geçirdiğini anlardı. Anlasa, bu deli gömleği içinde debelenip durmazdı. 

Bu aydınlar, bizi vatanımızda köle yapmak için II. Çanakkale savaşını da başlatan yedi düvelin devşirip üzerimize saldığı yeni Anzak askeri. Kendi ülkesini, devletini ve halkını aşağılayan, kötüleyen, yabancılara jurnalleyen bu aydın tipinden kurtulmak gerekiyor. Bilimden sanata, kültürden siyasete bu hastalıklı anlayışın değişmesi şart.

Dünyayı sömüren ve kana bulayan vahşetin tek tedavi yolu, bizim engin kültürümüz ve gönül dünyamız. Dünya senin olsun, bir dost bir post bana yeter diyen tok gözlü anlayış, dünyayı tüketen aç gözlü vahşi batının panzehiri. Ağzından kan damlayan kirli zihniyetin ilacı, Hacıbektaştan Yunusa Anadolu erenlerinin insanlığa sunduğu barış ve kardeşlik anlayışı. Sömürüyü yasaklayan, kul hakkını esas alan, karıncayı bile incitmeyen milli kültürümüz, dünyanın yaşam sigortası. Adalet, özgürlük ve bağımsızlık ateşi olan İlay-i kelimetullah anlayışı, barış ve kardeşliğin güneşi. Bu aydınlığı hasta dünyaya ve modern esaret altında inleyen insanlığa yansıtacak aydınlar, dünyayı kan, ızdırap ve gözyaşına bulayan sömürü dünyasının peşinden koşuyor, ondan medet umuyor. Küresel aydın hastalığı işte bu. Bu aydınlar kafadan hasta. Beyin nakli nasıl yapılır?  


TÜM YAZILAR İÇİN AŞAĞIDAKİ KUTUYU TIKLAYINIZ  


 



Bu yazı 1,539 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,919 µs