En Sıcak Konular

Dr.<br />Kemal Yeşilçimen


Dr.
Kemal Yeşilçimen
15 Mayıs 2012

SAĞLIKTA YANLIŞ ve EKSİK OLAN NEDİR?



Tüm yazılar için aşağıdaki kutuyu tıklayınız.

15 Mayıs 2012


SAĞLIKTA YANLIŞ ve EKSİK OLAN NEDİR?   2012


Sağlık deyince akla gelen veya kastedilen hastalık olduğu için, hastalıkta durum nasıl diye sormak daha doğru olur. İki soruya da cevap verelim: Sağlığımız çok kötü. Peki hastalıkta durum nasıl? Sağlıkta durum kötü olunca, hastalıkta durum iyi olur mu? Dünya ve olimpiyat şampiyonu olmamız sürpriz değil, kaçınılmaz bir durum. Çünkü sağlık ve hastalık aslında birbirine bağlı ayrılmaz ikili.  


Madem yanlış olarak kullandığımız sağlık kelimesiyle hastalığı kastediyoruz, hastalık konusunda yapılanları nasıl değerlendirelim? Hastalıkların teşhis ve tedavisinde yapılanlar yeterli mi? Neden hala hastalıklar içinde kıvranıp duruyoruz? Neden hala hastaneler fabrika gibi çalışıyor? Neden hala hasta bir toplumuz? Ne zaman ve nasıl sağlıklı bir toplum olacağız? Bu sorular hayati öneme sahiptir ve bilimsel cevaplarını bulup gereğini yapmadan sağlıklı toplum olmak hayaldir. Bunca paraya ve emeğe rağmen kurulan sistem, hastalık üretmeye ve bizi hasta bir topluma dönüştürmeye devam edecektir.


Neden acaba?


Sağlığı ticarileştiren ve daha fazla para kazanmaya dayanan küresel anlayış; zincir hastaneler, ithal doktorlar ve milyar dolarlar getiriyor. Hastalıkları önleme yani yaşadığımız akvaryumu temizleme ise küresel sektör için çöküş getiriyor. Hastalıkları önlerseniz zincir hastaneler, ilaçlar, cihazlar ve gittikçe büyüyen trilyonlarca dolarlık dev sektör ne olacak? Piyasa canavarının yaşaması için artan hasta sayısının kurban olarak verilmesi gerekiyor. Dünyada kurulan acımasız sistemin temeli bu. Hastalıkların önlenmesi, hastalıktan beslenen bu canavarı aç bırakıyor. Doktorlar ise hekimliğin ruhuna aykırı olarak hastalık canavarını beslemek üzerine eğitim görüyor. Hastalık canavarını yok etme eğitimi küreselleşme ve piyasa ekonomisiyle birlikte yok edildi.  



Nerede hata yapıyoruz?


Önce teşhis hatası yaptık. Sağlık yerine hastalık kavramına takıldık ve sağlığı korumak yerine hastalıklar peşinden koştuk ve koşuyoruz. Ama yakalayıp alt edemiyoruz. Her yerden hasta ve hastalık fışkırıyor. Yaşadığımız kirli akvaryum, içinde yaşayan her şeyi hasta ediyor. Biz de hasta balıkları yakalayıp temizlemeyi ve sonra yine aynı kirli akvaryuma atmayı marifet zannediyoruz. Kıt kaynaklarımızı bu kısır döngü içinde çarçur ediyoruz. Kedinin kuyruğu peşinde dolanıp durduğu gibi emek ve paralarımızı saçmaya devam ediyoruz. Cep telefonlarına gelen mesajlarla, bedava çekap modası yayılıyor. Ellerde filmler, tahliller, dosyalar, ilaç torbaları… Müşteriler, müstakbel hastalıklarını teşhis için dev hastaneleri tavaf ediyor. Tekrar tekrar anjiyo olanlar, damarlarına pırlanta yüzük taktırmış gibi stentten bahsedenler, gastroskopi yaptıranlar … Herkes mucize tedaviler peşinde, hasta olmadan sağlıklı yaşamayı düşünen yok.


Peki bunca ilaca, tedaviye, astronomik sağlık harcamalarına rağmen tedavide başarılı mıyız? Ne yazık ki akıntıya kürek çekiyoruz. Hipertansiyon tedavisinde başarı oranımız maalesef çok düşük. En modern tansiyon ilaçlarını kullanmamıza rağmen tedavide başarı oranımız maalesef çok düşük. Büyük çoğunluk ise çaresiz. Hipertansiyon tedavisi ile kalp yetersizliği gelişiminin % 50 azalması, kalp krizi geçirmiş hastalarda ise %80 azalması gerekirdi. Halbuki azalması gereken Kalp yetmezliği oranı HAPPY isimli araştırmaya göre, dünya ortalamasının 3 katına çıkmış, yani dünya ve olimpiyat şampiyonu olmuşuz haberimiz yok.


Hastalıklar neden artıyor?



ABD’de 30 yıl önce günümüze göre % 400 fazla olan kalpten ölümler ve kalp damar hastalıkları, son 30 yılda yapılan önleme sonucu azalırken, bizde  neden azalmıyor ve sürekli artıyor? Hipertansiyon, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, diyabet ve şişmanlık adeta salgına dönüşmüş durumda. 17 milyon kişi hipertansiyon hastası, çoğunun bundan haberi bile yok. Şeker hastası sayısı hızla artıyor, şimdi 10 milyon oldu. Bu sistem hepimizi hasta ediyor. Bunca bilimsel ve teknolojik ilerlemeye rağmen hasta sayısı azalacağına artıyor. Ne bilimsel ve teknolojik ilerlemeler, ne mahalle aralarına kadar yayılan dev hastaneler ve ne de giydiğimiz kırmızılar kötü kaderimizi değiştiremiyor. Başarısızlığın nedenleri ve çarelerinden habersiz, önce hasta oluyor sonra tedavi oluyoruz. Boyun eğdiğimiz bu kaderi sorgulayacak kimse yok mu? Hasta eden yaşam tarzı yüzünden, sağlık ve hayatımız tükeniyor. Bilim dünyamız ve aydınlarımız bu kötü kader için ne diyor acaba? Hasta sayısı artmış, muayene sayısı rekor kırmış herkes bununla övünüyor. Sanki hasta olmak imtiyaz, tedavi olmak bir lütuf.  Ne biçim bir moda, nasıl bir anlayış? Sağlıklı yaşamanın toplumsal formüllerini uygulamak neden kimsenin aklına gelmiyor? Sivrisinek kurbanlarıyla uğraşmak çözüm mü? Hastalık üreten bataklığı kurutmak kimin görevi?


Sebep çok açık ve net 


Gözümüzün önünde duruyor ama görmüyoruz. Hastalık kamyonunun yükü çok fazla ve hastalık üreten bataklığa saplanmış durumda. Gaza bastıkça, sağlığı korumaya yani bataklığı kurutmaya harcanacak paraları hastalık sektörüne kaptırdıkça, hastalık kamyonu sürekli patinaj yapıyor ve her gün biraz daha batağa saplanıyoruz. Sonuçta bataklığa dönen bu yaşam tarzına gömülüyoruz. Halbuki kamyoncular bilir; yapılacak iş hastalık yükünü azaltmaktır. En büyük eksik ve hata ise; hastalık yükünü azaltmadan sürekli gaza basmak, kaynakları patinajla çarçur etmek, hastalık lobisine hediye etmek.   


Sistemin kökten değişmesi gerekiyor


Sağlık ve sosyal güvenlikte yapılacak en büyük devrim, hastalık üreten bataklığı kurutmaktır. Bu devrim her nedense SGK’yı ilgilendirmiyor. Sağlık ve hayatımızı kurtaracak bu en büyük devrimi başarmanın yolu ise, bunu sağlayacak anayasa ve yönetim sisteminden geçer. Bizi hasta eden sistemin kökten değişmesi gerekiyor. Başka türlü başaramayız. Yaşadığımız akvaryumu kanalizasyona çeviren, bedensel, ruhsal, sosyal ve zihinsel sağlığımızı bataklığa çeviren bu sistemi değiştirmek öyle kolay bir iş değil. Akvaryumu kirleten kanalları yok etmek o kadar basit değil. Akvaryumu temizleyen akıllı filtreler takmak ve dünyaya örnek tertemiz bir sistem kurmak, tarihi yeniden yazmaktır. Bu yüzden köklü değişiklik gerekir. Şimdiye kadar kimse buna cesaret edememiş, bazıları ise ‘temiz toplum’ diye sadece sayıklamıştır. Sadece temiz olsun demekle hiçbir kirlilik önlenemez.


Sağlıklı yaşamak mümkün değil mi?


Dünya Ekonomik Forumu'nun Harvard Halk Sağlığı Fakültesi ile yürüttüğü araştırmaya göre, 5 kronik hastalık olan kanser, şeker, ruhsal bozukluklar, kalp ve solunum rahatsızlıklarının gelecek 20 yıl içinde küresel ekonomiye getireceği yükün 47 trilyon ABD dolarını bulması bekleniyor. Dünya Sağlık Örgütü ise çok az bir parayla bu hastalıkların önemli oranda önlenebileceğini açıkladı. Örgüt, özellikle fakir ülkelerin küçük miktarlarda yapacağı sağlık harcamaları sayesinde, sağlık sistemlerinin iflas etmesinin de önüne geçilebileceğini bildirdi. En zengin ülkeler bile hastalıkların önlenmesi konusunda ciddi araştırmalar yaparken biz ne yapıyoruz? Artan hasta sayısına yetişmek için ya doktor ithal etmek için çırpınıyor, ya da kıt kaynaklarımızı, hastalıklar peşinden koşarak çarçur ediyoruz. Bunca yıldır yapılan, hastalık sektörünü beslemek. Peki bu ülkede sağlıklı yaşamak mümkün değil mi? Önce hasta olmak ve sonra da dev zincir hastanelerde tedavi olmak zorunda mıyız? Yıllardır çarçur ettiğimiz milyarlarca doları, hastalıkları önlemek ve sağlığı korumak için harcasaydık, hiç değilse bugün sağlıklı bir toplum olur, doktor ithali peşinden koşmazdık.


Hekim(hikmet sahibi) gözüyle özetlersek ;


Birinci hatamız yanlış teşhis, ikinci hatamız ise, eksik teşhis idi. Hastalık konusunda fotoğrafı düzeltmeye çalışırken büyük resmi göremedik. Sorunu sadece sistem, altyapı ve kaynak sorunu olarak algıladık ve sorunu çözmek için, kaynaklarımızı bu alana yığdık. 9 yılda sağlık harcamaları % 800 arttı dersek konu daha iyi anlaşılır. Hiçbir yönetimin hayal bile edemediği bir devrim yaptık. Alt yapıda muazzam başarı sağlandı. 8 kişilik koğuşlardan konforlu özel odalara geçildi. Toplama kampına dönen polikliniklerden telefonla randevü sistemine geçildi. Nüfus kartını gösterip her türlü hizmete kolayca erişim sağlandı. Hasta sayısı bu sürede 6 kat artmasına rağmen bitmek bilmeyen kuyruklar eritildi. Bu devrim değilse nedir? Bunu dünya alem kabul ediyor. Kadirbilir halkımız da yapılanları takdir ediyor.


Peki bütün bu yapılanlara rağmen neden bir türlü, bedensel, ruhsal, sosyal ve zihinsel yönleriyle sağlıklı bir toplum olamıyoruz? Neden şişmanlıktan yüksek tansiyona, diyabetten kalp hastalıklarına, kanserden ruhsal bozukluklara hastalıklar içinde kıvranıp duruyoruz? Yapılan bunca emek ve masrafın hedefi sağlık değil miydi? Eğer amaç sağlık ise bunca yapılandan sonra sağlıklı bir toplum olmalıydık ve hasta sayısı da giderek azalmalıydı. Ama öyle olmadı, tam tersine hasta bir topluma dönüştük. Burada bir çelişki yok mu? Neden hastaya şifa verecek doktorla, şifa alacak hasta arasına kara kedi girdi ve hastayla doktor kanlı bıçaklı oldu? Husumetin olduğu yerde sağlık olur mu? Böyle hastalıklı sistem olur mu? Sağlıkta sıkıntılar neden giderek artıyor?


Yanlış ve eksik olan nedir?


Hastalıklara prim veren performans sistemi ve paket programlarla satılık hastalıklar tuzağına düştük. Hastalık ticareti yaygınlaştı. Halbuki performans sistemiyle hastalıkları önleyen işlemlere puan verilerek hastalık canavarı yok edilebilirdi. 1923 yılında 554 olan doktor sayısı, 1960’ta 10 bine, 2011’de 120 bine çıkmasına rağmen yetmiyor. 2023 hedefimiz ise 300 bin olarak ilan edildi. Doktor sayısının artış hızı, hastalık üreten canavarın büyüme hızını özetliyor. Sebebini izah edelim; Her çeşit sosyal, ruhsal, bedensel ve zihinsel hastalıklara yol açan yaşam tarzımız, doktorlar dahil herkesi hasta edecek.


Akvaryumun kirlenmesini önlemek, temiz tutmak ise kimsenin aklına gelmiyor. Halbuki inancımızın temeli bu. Allah; bedensel, ruhsal, sosyal, zihinsel iyiliği emreder, her çeşit kötülüğü ve hastalığı nehyeder ve tutasınız diye size nasihat eder. Yüce Allah, dünyayı ve insanı mükemmel yarattı ve bize sadece ‘koruyun, bozmayın’ dedi. Yapacağımız tek şey sağlığı korumak, her çeşit hastalığı ve kötülüğü önlemek. Küresel şeytan ise, hastalık ve kötülük tohumları ekerek yaşadığımız akvaryumu kirletmeye devam edecek. Kıyamete kadar sürecek bu savaş, hasta edenlerle, sağlığı korumak için çalışanlar arasında. Her çeşit hastalığı önlemek için hak ve hukuku, akıl ve algıyı, sağlığı, ahlakı ve neslimizi korumak zorundayız. Yoksa yok oluruz. Ne adalet sarayları, ne dev hastaneler ve ne de tüp bebek merkezleri bunları korumanın yerine geçemez. Yüce Allah, her çeşit kötülüğü önleyin diyor. Günümüz hastalıkları hastalık üreten yaşam tarzının yol açtığı kötülüktür.


Bu yazı, sağlık ve hayatımızı uçuruma iten hastalıklı yaşam tarzına dikkat çeken bilimsel bir çığlıktır. Bu çığlık duyulmaz ve gereği yapılmazsa, sağlıklı yaşama şansı kalmayacak ve hastalıklarla sürünmek kötü kader olacaktır.


Kaynaklar :



1. Yeşilçimen K: Hastalık Üreten Yaşam Tarzımız Nasıl Değişir. Hayy kitap, 2006   

2. http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-ilacin-devlete-faturasi-artiyor

3. http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/dis-haberler/tr-hastalklarn-maliyeti-47-trilyon-dolar-bulacak-1-76-37482.html

4. Yılda 372 bin kişi pisi pisine ölüyor. http://arsiv.sabah.com.tr/2005/07/24/gun101.html

5. Böbrek hastalığında dünya şampiyonuyuz.http://bizimsaglik.com/c/ho.asp?Pagenum=11&id=6455&yid=-1&;

6. Duran E.:Kalp ve damar cerrahisi. Sönmez B.:Koroner arter hastalıkları Cilt II, s 1344, 2005.

7. Altun B,Arıcı M, Nergizoglu G, et al . Hypertens. 2005 ;23(10):1817-23

8. ''Vasküler Risk Çalışması'' sonuçları açıklandı. http://www.sdplatform.com/Haber.aspx?HID=2510

9. Türk Kardiyoloji Derneği Ulusal kalp sağlığı raporu ��" 2007 http://www.tkd.org.tr/pages.asp?pg=432

10. 'Happy' araştırması. http://www.medimagazin.com.tr/medimagazin/tr-kardiyologlar-istanbul8217da-toplandi-676-405-6680.html

11. Arici M, Turgan, C, Altun B, et al. J Hypertension 2010; 28(2): 240-44.

12. TURDEP-1 ve TURDEP-2 (2010) HEM BEL HEM KALÇA BÜYÜYOR. http://kongresunumgazetesi.com/archives/933

13. Türkiye'de şişmanlık ve diyabet alarmı ! PURE ��" 2010. http://www.sagliktagundem.com/haber/turkiye_de_sismanlik_ve_diyabet_alarmi.htm

14. http://www.medimagazin.com.tr/medimagazin/tr-kalp-damar-hastaliklarinin-tedavisi-ve-korunmasi-yetersiz


15.http://www.medimagazin.com.tr/ilac-sanayi/genel/tr-ilk-9-ayda-ilaca-195-milyar-euro-harcandi

16. ABD sağlık sektörü : 2.4 trilyon $. http://www.medikalteknik.com.tr/web/devam_yazi.asp?idyazi=223


17. Yeşilay alkol raporu - 2009. http://www.yesilay.org.tr/Raporlar/2009_Alkol_Raporu.pdf


18. Sigaraya yılda 15 milyar dolar harcıyoruz.http://www.ntvmsnbc.com/id/25101255/


http://www.kemalyesilcimen.com/artikel.php?artikel_id=196



.....





Bu yazı 2,469 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Mart 2024 NASIL ÖZGÜR OLURUZ ?
    • 13 Ekim 2023 GÜCÜ DOĞURAN TEKNOLOJİK AKILDIR
    • 27 Eylül 2023 ÇARE SİZSİNİZ 2008
    • 17 Temmuz 2023 NEDEN BÖYLEYİZ?
    • 20 Nisan 2023 GÜCÜN KAYNAĞI NEDİR? - 2016
    • 14 Şubat 2023 BİLİMDE KANITIN GÜCÜ
    • 8 Şubat 2023 SÖMÜRÜ VE YOLSUZLUK KADER Mİ?
    • 4 Mayıs 2022 YAŞAM TARZIMIZ NEDEN DEĞİŞMELİ?
    • 12 Mart 2022 HEKİMLİK ÖLDÜ, YAŞASIN DOKTORLUK !
    • 11 Ekim 2021 TÜM SORUNLARIN ANASI
    • 10 Ekim 2021
    • 9 Ekim 2021 ASIL PANDEMİ BU !
    • 8 Ekim 2021 POSTMODERN SÖMÜRÜ
    • 7 Ekim 2021 EĞİTİM NASIL OLMALI?
    • 1 Ekim 2021 YÜZ YIL SONRA...
    • 20 Ağustos 2021 GERÇEK ÇÖZÜM BU
    • 11 Ağustos 2021 KÜRESEL SAVAŞI KİM KAZANACAK?
    • 10 Ağustos 2021 SOSYAL OLAYLARDA BİLİMSEL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
    • 27 Haziran 2021 ASIL PANDEMİ BU
    • 6 Haziran 2021 ÇEVRE SAVAŞI

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    12,408 µs